Aydınlık taraf zayıf ve aç gözlü sürüngenlerin hepsi bizim sınamak için yuvalarından çıkıyorlar. | Open Subtitles | النور ضعيف جميع الاشرار الجائعين يخرجون من جحورهم محاولين ان يأكلوا |
Kum baloncuk yengeçleri temkinli ve asla yuvalarından uzağa gitme riskini almıyorlar. | Open Subtitles | سرطانات الرمل المنتفخ حذرون ولن يخاطروا بالخروج من جحورهم أَبَداً. |
Bir keresinde gökyüzünden aşağıya doğru dalışa geçen bir şahin gördüm biraamın gözlerini yuvalarından söküp attı. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك صقر انقض من السماء وانتزع مقلتي عين رجل من تجويفهما |
Bir sorun olsa şimdiye gözlerim yuvalarından fırlamış olurdu. | Open Subtitles | لو كان هناك خطب ما، لكنتُ أتقيّؤ من مقلتي عيني الآن. |
Gözlerini yuvalarından çıkarana dek boğ onu. Evet. | Open Subtitles | لذا أقترح أن تخنقه حتى تخرج عيناه من محلها |
Onu boğdum gözleri yuvalarından fırlayıncaya kadar gırtlağını sıktım. | Open Subtitles | ولقد قمت بخنقه . حتى خرجت عيناه من مقلتاها |