| Ama bir tavuğun bir kalbe, zürafaya ya da yıldıza benzemesi gerektiğine kim karar verdi? | TED | ولكن الذي قرر أن الدجاج يجب أن يبدو على شكل قلب , زرافة أو نجمة ؟ |
| Bu böceğin savaşabilmesi için bir zürafaya benzer bir boynu var. | Open Subtitles | لدى هذه الخنفساء عُنق زرافة بهدف القتال بوساطتها. |
| Bu iş, mutlu olmak için bir zürafaya ihtiyacın olduğunu söylediğin zaman gibi. | Open Subtitles | هذا تكرار لاعتقادك الاكيد الفائت بأنك بحاجة الى زرافة كي تكون سعيدا |
| Guatrı olan bir zürafaya benziyorsun. | Open Subtitles | أنها تجعلكِ تبدين مثل الزرافة التي تعاني من تضخم في الغدة الدرقية |
| Gidip zürafaya bakalım. | Open Subtitles | سننظر الى الزرافة الان |
| Çünkü küçük bir şapkaya ihtiyacım olmadığını biliyorum ya da dev bir zürafaya. | Open Subtitles | لأنني أعلم أنني لست بحاجة لقبعة صغيرة مستديرة أو زرافة عملاقة أنا فقط... |
| Sanırım bunu yaptıktan sonra zürafaya ulaşacağız. | Open Subtitles | أظن أنه إذا فعلنا هذا. سنجلب زرافة. |
| Bir zürafaya bakarak bunu söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ القياس على زرافة |
| Ancak zürafaya verilir böyle isim. | Open Subtitles | هذا اسم زرافة. |
| Vay be! zürafaya bak. | Open Subtitles | -عجبًا، انظروا لهذه الزرافة |
| Sonra aslan zürafaya rast gelmiş ve demiş ki; | Open Subtitles | قدم الأسد إلى الزرافة وقال:" |
| zürafaya dokunma! Ona yapma! | Open Subtitles | لا، ليس الزرافة! |