"zımpara" - Translation from Turkish to Arabic

    • الرملي
        
    • الصنفرة
        
    • سنفرة
        
    • صنفرة
        
    • خشنة
        
    • الهز
        
    Dur zımpara taşımı getireyim. Belki çirkinliği suratından yontabilirim. Open Subtitles ،دعيني أجلب الملمع الرملي فقد أتمكن من إزالة القباحة من وجهك
    Flanders? Yaprak üfleyicini, zımpara makineni ve günlük gazeteni buldum. Open Subtitles (فلاندرز) ، لقد وجدت جهاز النفخ المفقود، الملمع الرملي والجريدة الصباحية
    Sana bir zımpara getirebilirim ve üstünü eşeleyip kömürle karartabiliriz. Open Subtitles أستطيع أن آتي بورق الصنفرة وأخربشه لك أو ألوثه لك بفحمك
    Hareket ettikçe sanki damarlarıma zımpara yapılıyormuş gibi geliyor. Open Subtitles كلّما تحرّكت شعرت وكأنما سنفرة تفرك عروقي.
    Ama şimdi zımpara veya dolgu gibi görünüyor. Open Subtitles لكن الآن تبدو مثل صنفرة بالرمل أو برادة من شيء.
    Motosikleti tuza salıyorsun, altında tıpkı zımpara taşı gibi oluyor. Open Subtitles ما أن تضع الدراجة على الملح إنه مثل ورقة رمل خشنة
    zımpara gibi. Open Subtitles يبدو كالورق الرملي
    zımpara kağıdı gibi! Open Subtitles يبدو كالورق الرملي
    [Takırtılar ve zımpara sesleri durur] Open Subtitles [الهز، والإيداع، وتوقف الرملي]
    [zımpara sesleri durur] Open Subtitles [توقف الرملي]
    Yani siz ergenken o kadar sık mastürbasyon yapıyordunuz ki aileniz size zımpara eldiven giydiriyordu. Open Subtitles اذاً كمُراهق قمت بالأستنماء بشكل مُزمن لدرجة ان والديك جعلوك ترتدى قفازات الصنفرة ؟
    zımpara kadar yatıştırıcı bir adam. Open Subtitles بطريقته الخاصة يطلق النار مثل الصنفرة هذا الرجل
    zımpara kâğıdı kullanarak malzemenin kenarlarını zımparalıyorum. Böylece sadece resimler tabiat izlenimi uyandırmakla kalmıyor, malzemenin kendisi de tabiat izlenimi uyandırıyor. TED وبالنسبة للمادة نفسها، أستخدم ورق الصنفرة وبصنفرة الحواف وهكذا لا تتخذ الصور وحدها شكل المنظر الطبيعي ولكن المادة في حد ذاتها تمثل وجود منظر طبيعي أيضاً.
    Babam doğum günümde bana elektrikli zımpara almıştı. Open Subtitles أتعلم, لقد أعطاني أبى جهاز (سنفرة) كهربائي في عيد ميلادي
    zımpara kağıdıyla tıraşlanmış. Open Subtitles مكشوط بواسطة ورق سنفرة
    zımpara makinesiyle. Open Subtitles -بماكينة سنفرة .
    zımpara yutmuş gibiyim. -Bana gaz verdin, değil mi? -Evet verdim. Open Subtitles أشعر بأنني ابتلعت صنفرة لقد استعمل الغاز عليّ؟
    Endişelenme, tüm ihtiyacım olan bir çakmak ve biraz zımpara kağıdı. Open Subtitles لا تقلق، كل ما أحتاج هو ولاعة السجائر وورق صنفرة
    Ucuz otellerdeki havlular zımpara gibi. Open Subtitles الفنادق الأرخص لديها مناشف خشنة.
    Ucuz otellerdeki havlular zımpara gibi. Open Subtitles الفنادق الأرخص لديها مناشف خشنة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more