"zaire" - Translation from Turkish to Arabic

    • زائير
        
    • الزائريين
        
    Vaktimiz yok! Olanlar duyulunca Zaire sınır kapılarını kapatacaktır. Open Subtitles ليس لدينا وقت ففي لحظة إعلان ما حدث زائير ستغلق الحدود
    Kigani'ler, Zaire'lilere karşı isyanda, adam yiyorlar. Open Subtitles أتعرف ماذا حدث اليوم؟ لقد غضب الكيجاني على زائير وهم يأكلون البشر
    Zaire'ye kimse gidemez. Sınır kapalı. Ayaklanma başladı. Open Subtitles لا أحد يمكنه الذهاب إلى زائير فالحدود مغلقة وبها إنقلاب
    Hanta işini bırakıyorsun ve Zaire'ye uçuyorsun. Open Subtitles لكن أريدك هناك أولاً ستترك مشروع هانتا وتنتقل إلى زائير
    Bütün Zaire'liler, Sizler de kontrol edin. Open Subtitles ،و كل الزائريين كلكم يجب أن يتم حمايتكم
    Zaire'ye. Kanamalı ateş vakası olduğu sanılıyor. Open Subtitles زائير, يظنون أن هناك اصابات بحمى نزيفية في قرية هناك
    Zaire'ye varana kadar, Zee-air'de uçacağız. Open Subtitles نحن ستعمل الطيران في زي الهواء حتى نصل الى زائير.
    Dövüş Zaire'de yapılıyordu, eski Belçika Kongosu. Open Subtitles 'وعقد القتال في زائير ، الكونغو البلجيكية سابقا.
    Nedense sonra Zaire demeye başladılar, kulağa o kadar görkemli gelmiyordu ama işte oradaydı, Kongo. Open Subtitles أن نسميها زائير لم يكن لديهم الى حد بعيد جلالة الملك ، ولكن كان هناك ، في الكونغو.
    Dövüş yapılmadan önce, Zaire'de suç oranı artmaya başladı. Open Subtitles 'قبل الحرب جاءت ، بدأ معدل الجنائية في زائير لترتفع'.
    Bir süre sonra sakinleşti ve fark etti ki bu konuda hiçbir şey yapılamaz Zaire'de altı hafta daha kalıp elinden geleni yapmaya devam etmek dışında. Open Subtitles 'ثم أدرك لا شيء يمكن عمله حيال ذلك ، ما عدا البقاء في زائير اضافية ستة أسابيع ، وتحقيق أفضل من ذلك.
    Ama Muhammed Ali'nin, George Foreman'la Zaire'de karşılaşması için yaptıklarından dolayı hakkını vermek gerek. Open Subtitles ولكن عليك أن تعطيه حقه على ما فعله لجعل محمد علي مقابل جورج فورمان في زائير.
    Dövüşü özel kameradan izledi ve Zaire'deki tek özel kamera sistemi sarayındaydı. Open Subtitles 'شاهد ان القتال دائرة مغلقة. 'وكانت هذه واحدة فقط في زائير.
    Ailem botanikçiydi ve Zaire'de Triffidleri araştırıyorlardı. Open Subtitles والداي كانوا علماء نباتات وبحثوا عن الترافيد في زائير
    Zaire'nin Djagalarına göre tam anlamıyla çiçek hastalığı demekti. Open Subtitles و لِشعبِ الديجاجا في زائير عنى الجُدري على وجه الخصوص
    Zaire'nin Djagalarına göre tam anlamıyla çiçek hastalığı demekti. Open Subtitles ولقبائل الجاكا في زائير كان يعني الجدري بشكل حصري
    Ve sonra, Afrika'da, Zaire'de karşılaştık. Open Subtitles ثم تقابلنا مرة اخرى في افريقيا, في زائير
    Ana sorumluluğum Uganda'ydı, ama aynı zamanda Ruanda ve Burundi ve Zaire, şimdiki Kongo, Tanzanya, Malavi ve çeşitli ülkelerde çalıştım. TED مسؤوليتي الرئيسية كانت في أوغندا، لكني ايضاً عملت في رواندا و بوروندي و زائير و الان في كونغو، تنزانيا ، ملاوي، و العديد من البلدان الاخرى.
    Zaire başkanı 10 milyon dolar koymak istiyordu ülkesi o kadar zor durumdayken, zor kazanılan sıcak para tehlikedeyken kısa vadeli ekonomik gerekçelerle olmasa da dövüşün kendisini ve Zaire'yi tanıtmak adına iyi bir fırsat olacağını hissetti. Open Subtitles وكان رئيس زائير على استعداد لوضع 10 مليون دولار من بلاده الخاصة العملات شحيحة جدا ، وحصلت عليها بشق الأنفس على الخط ، ليس لأي سبب الاقتصادية القصيرة الأجل
    1974'te Zaire'de dövüş sabah dörtte başladı Amerika'da olsaydı 10 gibi makul bir saatte gösterilirdi. Open Subtitles في العام 1974 في زائير ، وبدأت المعركة في الرابعة صباحا ، 'من أجل أن يمكن أن يبين على شاشة التلفزيون في أمريكا 'في ساعة معقولة مثل 10.
    Bütün Zaire'liler, Sizler de kontrol edin. Open Subtitles ،و كل الزائريين كلكم يجب أن يتم حمايتكم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more