Sizi bu koridorlarda ne zaman görsem kulağınızda bir cep telefonu | Open Subtitles | الهاتف بالأذن في كل مرة أراك تمشي في الردهة |
Ayaklarının ağrıması çok tuhaf, çünkü seni ne zaman görsem oturuyorsun. | Open Subtitles | أتعلم , هذا غريب جداً أن قدمك تؤلمك لأنه في كل مرة أراك أشعر كأنك تجلس |
Çünkü seni ne zaman görsem, muhakkak acil bir durum söz konusudur. | Open Subtitles | هذا آخر شئ يمكن أن أفعله، لأن كل مرة أراكِ فيها تحول بيننا المشاكل |
Bu hüzünlü suratı ne zaman görsem, yüreğim parça parça oluyor. | Open Subtitles | يتمزق قلبي ألما في كل مرة أراكِ فيها |
Onu ne zaman görsem gözlerini oyasım geliyor.. | Open Subtitles | كل مرة أراه أتمنى أن أقلع عينيه. |
Onun yüzünü ne zaman görsem, bir şeyleri yumruklamak istiyorum. | Open Subtitles | في كل مرة أرى وجهه، أريد أن ألكم شيئا ما |
Bunu ne zaman görsem Tony Ödülleri seçmesindeymiş gibi davranıyor. | Open Subtitles | عرض صغير؟ كل مرة ارى هذا انه يتصرف كانه يتقدم |
Bak ne yapacağımı bilmiyorum. Onu ne zaman görsem çok utanıyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أجهل ماذا أفعل، كلما رأيته شعرت بالإحراج، |
Onu ne zaman görsem, tuhaf bir kaşıntı hissediyorum, kurdeşen gibi bir şey. | Open Subtitles | في كل مرة أراه أحس بحكة غريبة،مثل لسعات |
Patrick Keenan'ı vahşice öldürdü, onu ne zaman görsem, kendine nasıl tahammül ettiğine şaşırıyorum. | Open Subtitles | لقد قتلَ (باتريك كينان) بوحشية و كُل مرة أراه أتسائلُ كيفَ يُمكنهُ العيش مع نفسِه |
Ama Liam, ne zaman görsem üzerine atlamak istiyorum. Uyum var aramızda. | Open Subtitles | لكن (ليام)، أريد القفز عليه في كل مرة أراه فيها. لدينا هذا الاتصال. |
Tahitililer'i ne zaman görsem şaşırırdım. | Open Subtitles | لقد كنت في حيرة في كل مرة أرى تاهيتي |
Bunu ne zaman görsem, o sinemada hemen yanımda horladığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | في كل مرة ارى فيها ذلك ، كنت أفكر الشخير المجاور لي الحق في ذلك المسرح. |
Çöpe atamam, yanıma da alamam çünkü bunu ne zaman görsem... | Open Subtitles | لا استطيع رميه و لا إبقائه ..لأني كلما رأيته |