Kesinlikle, fakat sen zaman makinesinin kullanma kılavuzunu göndermeden önce, bağlantıyı kuramamıştım. | Open Subtitles | بالضبط , لكنني لم أجري العلاقة حتى أرسلت أدوات آلة الزمن للتحليل |
Bu ikisini bir zaman makinesinin başında bırakmak iyi bir fikir mi sence? | Open Subtitles | أمتأكد أنها فكرة جيدة لترك هذان الاثنان دون رقيب على آلة الزمن ؟ |
Bir dakikanızı alacağım ve zaman makinesinin içinde sizi bir yolculuğa götüreceğim. | TED | لذا لوهلة الآن سآخذكم معي في رحلة بداخل آلة الزمن تلك. |
Garaj kap_BAR_s_BAR_n_BAR_ kiIitIemeyerek zaman makinesinin çaI_BAR_nmas_BAR_na sebep oIdun. | Open Subtitles | التي حدثت بسبب ترك باب المرأب مفتوح , لقد تسببت في سرقة آلة الزمن |
Jennifer... bunu sana nasıl anlatacağımı bilmiyorum... ama bir zaman makinesinin içindesin. | Open Subtitles | جانيفر لا أعرف كيف أقول لك هذا لكن... إنك في آلة زمن. |
Birkaç saat içinde Kiera zaman makinesinin geri kalan parçaları için Lucas'ı tutuklatacak. | Open Subtitles | (خلال ساعات قليلة (كيرا) ستقبض على (لوكاس وتسترد بقية جهاز السفر عبر الزمن |
Belki onun kapasitesini zaman makinesinin güç atlatması için kullanabilirim. | Open Subtitles | أراهن أنه بإمكاني تحديد سعتها لإضاءة آلة الزمن |
Pekala. zaman makinesinin otomatik bir sistemi var. | Open Subtitles | أنصتي، آلة الزمن بها خاصية تلقائية حيث تعود بعد 3 ساعات من رحيلها |
Gerçekleşmeden önce zamanda geri gidip olayları engelleyemiyorsan zaman makinesinin ne anlamı var ki? | Open Subtitles | ما الفائدة من حصولي على آلة الزمن إن لم يكن بمقدوري أن أعود وأمنع الأشياء من حدوثها ؟ |
Bununla birlikte zaman makinesinin içinde buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتهم فى آلة الزمن. بجوار هذه. |
zaman makinesinin içindeydi, çünkü Biff, Spor Almanak'ı ile birlikte... zaman makinesindeydi. | Open Subtitles | بالضبط .لقد كانت فى آلة الزمن... لأن بيف كان فى آلة الزمن مع الإحصائية الرياضية. |
Bu zaman makinesinin düğmeleri çok dandikmiş. | Open Subtitles | توجد أزرار ساجذة جداً في آلة الزمن هذه. |
Tamam, zaman makinesinin yakıt ikmali tamamdır. | Open Subtitles | حسنا , آلة الزمن معبأة |
Acele et, Brian zaman makinesinin içine gir. | Open Subtitles | بسرعة ، (برايان) إلى آلة الزمن |
Geçtiğimiz yüzyılda, bir zaman makinesinin olasılığına inanmak onu ilk düşünenin bir kadın olduğuna inanmaktan daha kolaydı. | Open Subtitles | قبل قرن مضى كان من الأسهل الأعتقاد في إمكانيت صنع آلة زمن عن الواقع و هو أن إمرأة فكرة في ذالك |
Birkaç saat içinde Kiera Lucas'ı tutuklayacak ve zaman makinesinin kalan kısmını ele geçirecek. | Open Subtitles | في ساعات قليلة (كيرا) ستقبض على (لوكاس) وستستعيد بقية جهاز السفر عبر الزمن |