Ve birçok yönden aslında, yararsızdan da beterler çünkü onları sadece hayatta tutmak için o kadar fazla zaman ve enerji harcamamız gerekiyor ki. | TED | بل وفي نواحٍ أخرى عديدة هم في الحقيقة أسوأ من ذلك، حيث نحتاج إلى تكريس الكثير من الوقت والجهد فقط لإبقائهم على قيد الحياة. |
Sana izin verip bu işleri batırman için... çok fazla zaman ve enerji sarf ettim! | Open Subtitles | لقد ضيعت عليك الكثير من الوقت والجهد لأدعك تذهب وتفسد الأمور |
Sana izin verip bu işleri batırman için... çok fazla zaman ve enerji sarf ettim! | Open Subtitles | لقد ضيعت عليك الكثير من الوقت والجهد لأدعك تذهب وتفسد الأمور |
Eli durumunuzla ilgili olarak telafi edemeyeceğimiz kadar çok zaman ve enerji harcıyor. | Open Subtitles | ايلاي يقضي الكثير من الوقت والطاقة على المأزق التي أنت فيه أكثر مما نحتمل |
Pekala, işini yap sen o zaman. Neyi neden yaptığımı sana anlatmaya çalışırken çok zaman ve enerji harcadım. | Open Subtitles | سأتركك في عملك إذاَ قضيت الكثير من الوقت والطاقة |
Ondan nefret etmeye harcadığım onca zaman ve enerji bir hiç uğrunaymış. | Open Subtitles | كلّ ذلك الوقت والطاقة الذين أهدرتهما في كرهه. كلّ ذلك كان عبثاً، قُضي الأمر ولقد خسرنا. |
Olabilir ama en azından o bana zaman ve enerji harcıyor! | Open Subtitles | حسنا، ربما، ولكنه على الأقل يحاول أن يضع بعض الوقت والجهد! |
Ve onu fazla abartılmış bir paparazziyle çok fazla zaman ve enerji harcayıp şansı varken yapabilecekken yapamadığı şeyleri görmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولا اريد رؤيتها تفوت ما يمكنها ان تصل اليه لانها استهلكت الكثير من الوقت والجهد |
İşe girip giremeyeceğini önceden söylemeleri gerek böylece saçını ve tırnaklarını yaptırmak için o kadar zaman ve enerji harcamazsın ve evde oturup diğer iş olanaklarına bakabilirsin. | Open Subtitles | مثل أنهم يجب أن يذكروا لكِ من البداية إذا ماكنتي ستحصلين على الوظيفة أو لا وبالتالي لست في حاجة إلى إضاعة الوقت والطاقة |
Sahtelik ve palavralara zaman ve enerji harcayamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني هدر مزيد من الوقت والطاقة على الخداع والهراء. |
Sahtelik ve palavralara zaman ve enerji harcayamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني هدر مزيد من الوقت والطاقة على الخداع والهراء. |
zaman ve enerji tasarrufu için cihaz kullanımını izleme. | Open Subtitles | مراقبة استخدام الجهاز لتوفير الوقت والطاقة |
Ve senin cinayet masan, onun Freebo olduğunu düşünüp ölü bir adamı arayarak zaman ve enerji harcıyorlar. | Open Subtitles | "وفرقتك تعتقد أن القاتل هو "فريبو وهم يضيعون الوقت والطاقة بالبحث عن رجل ميت |
Bunun için çok fazla zaman ve enerji harcadım. | Open Subtitles | لقد وضعت الكثير من الوقت والطاقة فيه. |
Güvenlik perspektifinden baktığımızda Suriye'deki milyonlarca çocuğun savaş içinde büyümesi ve okuldan uzak kalması uzun dönem etkisi açısından IŞİD'in elinde bulunan bütün silah envanterinden daha tehlikeli. En az IŞİD'e askeri alanda verdiğimiz karşılık kadar bu konuya zaman ve enerji harcamalıyız. | TED | من منظور أمني، التأثير طويل الأمد لوجود ملايين الأطفال في سوريا الذين كبروا وهم يعرفون الحرب فقط ولا يذهبون إلى المدرسة، هذا تهديد أخطر بكثير على الاستقرار من كل أسلحة داعش مجتمعة، ويجب علينا أن نبذل نفس الوقت والطاقة لمواجهته بنفس القدر الذي بذلناه حين واجهنا داعش عسكريًا. |