Yakın zamana kadar yıldızların ne kadar uzak olduğunu bilmenin bir yolu yoktu. | Open Subtitles | حتى وقت قريب، لم يكن هناك أي وسيلة لمعرفة كم هي بعيدة النجوم. |
Şimdi şunu anlayın: Yakın bir zamana kadar ayda 7,000 dolardan az... ...bir resmi maaş kazanıyordu. | TED | الآن ، تابع معي: حتى وقت قريب، أنه كان يبلغ راتب شهري أساسي من أقل من سبعة آلاف دولار. |
Yani o zamana kadar insanlar özünde kendi zanaatları üzerinden geçiniyorlardı. | TED | لذا، حتى ذلك الحين، كان الناس يعيشون في الأساس على تجارتهم. |
Bu zamana kadar kuyruğumuzdan silkeleriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لا أظنّها ستتمكّن من مواصلة مجاراتنا حتّئذٍ. |
Annenin bile yakın zamana kadar flamenko dans hocası ile bir ilişkisi vardı. | Open Subtitles | . الأم كان لديها علاقة غرامية مع مدرب الرقص الغجري حتى فترة قريبة |
Ve o zamana kadar, Eğer istiyorsanız bir iş var. | Open Subtitles | و إلى حين ذلك , لديك وظيفة إن كنتِ تريدينهآ |
Ve o zamana kadar diğer hastalarımı da tedavi edebilmeliyim. | Open Subtitles | و حتى يحدث ذلك يجب علي معالجة المرضى الآخرين أيضاً |
Avukatım yarına kadar burada olmayacak yani o zamana kadar... | Open Subtitles | المحامى الخاص بى لن يتواجد حتى الغد لذا لحين ذلك |
O zamana kadar inceledikleri her hayalet olayının bilim tarafından açıklanmış olduğuna inanıyorlardı. | TED | كانوا يؤمنون بأن كل حالات الأشباح التي تحرّوا عنها حتى الآن فسّرها العلم. |
Çok yakın bir zamana kadar silahla öldürülen Brezilyalıların sayısını bilmiyorduk. | TED | حتى وقت قريب جداً، لم نكن نعرف ببساطة عدد البرازيليين الذين قتلوا بالسلاح. |
Yakın zamana kadar, biri ilgi çekici bir protein saptadığında toplu bir çalışma yaparak o proteinin aşı için önemli olup olmadığını test ettiler. | TED | حتى وقت قريب، عندما عرّف أحدهم عن بروتين ذو أهمية قاموا باختبار احتمالية أهميته للقاح عن طريق إجراء دراسة الأتراب. |
Katil balinalar her ana okyanusta yaşamalarına rağmen, yakın zamana kadar haklarında pek az şey biliyorduk. | TED | على الرغم من أن الحيتان القاتلة تسكن جميع المحيطات الرئيسية، حتى وقت قريب جداً عرفنا القليل عنهم |
Tamam, kendine iyi bak ve o zamana kadar yalnız kalma. | Open Subtitles | حسناً، اعتني بنفسكِ ولا تبحثي في أي خزانة حتى ذلك الحين |
Yemek servisler saat 4'e kadar gelmeyecekler, o zamana kadar kullanabilirsin. | Open Subtitles | ومتعهدون لا يأتون حتى 4، لذلك يمكنك استخدامه حتى ذلك الحين. |
Birkaç saat içinde mezarlığa gideceğiz. Eminim o zamana kadar hayatta kalır. | Open Subtitles | سنقصد المقابر خلال سويعات، أوقن أن بوسعها النجاة حتّئذٍ. |
İstihbarat yakın zamana kadar onları izliyordu. | Open Subtitles | الإستخبارات كانت تتابعهم . حتى فترة قريبة |
Düşeneceğim, ama o zamana kadar bela istemiyorum. | Open Subtitles | سأفكر في هذا .. ولكن إلى حين هذا .. لا مشاكل. |
O zamana kadar sağ salim kalmalı namütenahi bodrumumu keşfetmeliydim. | Open Subtitles | حتى يحدث هذا يجب ان احافظ على حياتى عن طريق اى مصادر اكتشفها فى القبو |
Ya o zamana kadar? Kazandığım ikimize zor yetiyor. | Open Subtitles | وماذا نفعل لحين ذلك ان مرتبي يكفينا بالكاد |
O zaman, şu zamana kadar kaldıktan sonra asıl kimliğine mi dönecek? | Open Subtitles | بعد ذلك ، نظرا لأنها بقيت حتى الآن ستعود لهويتهــا الأصليــة ؟ |
İçeri girmemize 15 dakika var. O zamana kadar iş senindir. | Open Subtitles | لدينا 15 دقيقة قبل الدخول لديك حتى حينها |
O zamana kadar bekleyebileceğinizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بامكانك الانتظار لحينها |
Fakat tek bir atomu görebilmek yakın zamana kadar bir hayaldi. | Open Subtitles | لكن القدرة على رؤية الذرات المُفردة إلى الآن ، لا يزال حُلماً |
O zamana kadar, sert yaşlı bir adamdı. Veya şöyle söyleyeyim. | Open Subtitles | بوقتها كان رجل عجوز يشعر بالمراره او كما تقول... |
Peki, ama o zamana kadar doğru söylediğini anlayamayacağım. | Open Subtitles | أجل , لكنّي لن أعرف حتّى الآن سواءاً كنت تقول الحقيقة أم لا |
Beni istediğin zaman tutuklayabilirsin ama o zamana kadar... | Open Subtitles | لكِ حريّة القبض عليّ أي كانت رغبتكِ، ولكن حتئذٍ... |