Ama güven olmadığı zamanlarda bile her zaman inanç var. | Open Subtitles | ولكن حتى عندما لا يكون هناك ثقة فهناك دائماً إيمان |
Sürekli buralarda gibi. Onu göremediğim zamanlarda bile, sanki beni görebiliyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | كيف أقول لا، إنّه دائماً هناك، حتى عندما لا أراه، أشعر بعينيه تراقبني |
Ama güven olmadığı zamanlarda bile her zaman inanç var. | Open Subtitles | ولكن حتى عندما لا يكون هناك ثقة فهناك دائماً إيمان |
Şeytan beni başka kadınlarla ayarttığı zamanlarda bile, beni bağışlamış ve ses çıkarmamıştır. | Open Subtitles | حتى عندما يغرينى الشيطان في أحضان امرأة أخرى، أنها غفرت لي انها طيبه. |
Şu an New York'tayız ve dava hakkında konuşmadığımız zamanlarda bile başka bir profilci hakkında konuşuyoruz | Open Subtitles | نحن في نيويورك وحتى عندما نكون لا نتحدث عن قضيتنا فينتهي الامر بنا نتحدث عن شخص آخر يعطي الأوصاف |
Bu, güvende olmadığım zamanlarda bile günlük hayatın rahatsızlığını yönetmek ve onunla başa çıkmak demek. | TED | بل تعني التماشي والتفاوض مع الانزعاجات اليومية، حتى عندما تكون غير آمنة. |
Her zaman bu konuyu konuştuk, konuşmadığımız zamanlarda bile! | Open Subtitles | نحن نتحدث عن هذا الأمر طوال الوقت حتى عندما لا نتحدث |
Öyle kıyafetler giydiğimiz zamanlarda bile, hızla ilerlemeye başlamıştık. | Open Subtitles | حتى عندما كنا نتردى مثل هذه الملابس كانت هناك بوادر تغيرات سريعة |
- Bana her zaman inandın, dostum.. Kendim inanmadığım zamanlarda bile. | Open Subtitles | هل يعتقد دائما في لي، والرجل، حتى عندما لم أكن. |
Şunu fark ettim ki, Debra "Ray, Ray, Ray" diye başımın etini yediği zamanlarda bile, buraya geliyorsam birdenbire bana karşı çok iyi oluyor. | Open Subtitles | كنت تعرف ما لاحظته؟ حتى عندما ديبرا كل شيء واه واه واه واه، إذا تكتشف أنا قادم إلى هنا، |
Ben buna inanmadığım zamanlarda bile başarabileceğimi söylersin hep. | Open Subtitles | وأنتي تخبرينني دائما أنه يمكنني أن أعمل أشياء حتى عندما أعتقد أنه لا يمكنني فعله |
Kafanı kovaya sokup bahçede seni o hâlde yuvarlamak istediğim zamanlarda bile seni her zaman sevdim. | Open Subtitles | أنا أحبك دآئما ، جايسون حتى عندما أريد أن أضرب رأسك بالدلو و أركله بالحديقـة |
Seni anlıyorum. Benden etkileniyorsun. Beni düşünmek istemediğin zamanlarda bile beni düşünüyorsun. | Open Subtitles | و صلتُ لكَ،ووجدتى نفكش تفكرى بي كثيراً أنتِ تفكرى بي حتى عندما ترديى أن لا تفكرى بي. |
Yakaladığımız zamanlarda bile konuşmamıştık. | Open Subtitles | لكن حتى عندما أتاحت لنا الفرصة لم نكن نتحدث |
Erkek olduğunu sandığım zamanlarda bile senden hoşlanırdım. | Open Subtitles | لطالما كنت معجب بكِ حتى عندما إعتقدت انكِ رجل |
Hayır. 1800 doların, iki ayrı gelirimiz olduğu zamanlarda bile bizim için çok büyük bir para olduğunu seziyorsundur. | Open Subtitles | لا انت تشعر بإن 1800 دولار مبلغ كبير حتى عندما كان لدينا دخلين |
Başkasıyla evli olduğu zamanlarda bile gerçek takım bizdik. | Open Subtitles | أتعرف، حتى عندما كان ،متزوج من امرأة أخرى .كنا فريقاً حقيقياً |
Ödülü kazanan, intörn olduğu zamanlarda bile bu özelliğe sahip olduğunu bildiğim biri. | Open Subtitles | بنوعية العقول التي شاهدتها في فائز اليوم، حتى عندما كان مجرد متدرب. |
Mutlu olduğumuz zamanlarda bile Biz aynı yatağı paylaşmayız. | Open Subtitles | نحن لا نتشارك الفراش حتى عندما نكون سُعداء |
Sınandığımız zamanlarda bile bu yoldan ayrılmamalıyız. | Open Subtitles | حتى عندما نُختبر لا يجب أن ننحرف عن ذلك الطريق |
Bu hafta, merak edip de baktığınız her hafta gibi, her ülkede birbirini öldürmeye çalışan insanlar göreceksiniz, böyle olmadığı zamanlarda bile, aralarında bir çekişme var, her biri diğerini geçmeye çalışıyor. | TED | هذا الأسبوع، كأي أسبوع سترى، ستجد أشخاصا يحاولون قتل بعضهم من بلد لآخر، وحتى عندما لا يحدث ذلك، تبقى المنافسة بين الدول، كل دولة تحاول أن تطلق الرمح على الأخرى. |