"zamansız" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأوانه
        
    • أوانها
        
    • قبل الأوان
        
    • المبكرة
        
    • أوانه
        
    • الخالد
        
    Senyor Juan Nieves'in zamansız vefatı nedeniyle perakende satış ve müşteri ilişkilerinden sorumlu müdürlüğe terfi ettim. Open Subtitles بسبب موته السابق لأوانه أصبحت أنا الآن المسؤول عن خدمة الزبائن و توصيل الطلبات
    Biraz zamansız olduğunu ona söylemiştim ama. Open Subtitles نعم ، لقد قلت لها بأن الأمر سابقٍ لأوانه تقريباً
    Ölümlerimize sevdiklerimiz için, zamansız ve uygunsuz olmaları dileğiyle. Open Subtitles إلى وفيّاتنا... علّها تكون في غير أوانها وغير ملائمة لكلّ أحبّائنا
    'Aktif görevden zamansız emekliye ayrılmak zorunda kaldı.' Open Subtitles تلك الجروح التى اجبرته على التقاعد قبل الأوان من الخدمة
    Vex amcaya söyle bakalım, kimmiş bu zamansız ölümüyle tanışacak şanssız kişi? Open Subtitles حسنا اخبري عمك فيكس من السكير الذي سيواجه نهايته المبكرة ؟
    Üvey annenin gerçek yüzü, bu iyi adamın zamansız ölümünden sonra ortaya çıkmış. Open Subtitles وقضى ذلك الرجل الشاب نحبة قبل أوانه ، على أية حال كشفت زوجة الأب عن وجهها الحقيقى
    "Bu zamansız yazı biçip giderken bu altın orağı Open Subtitles الذي حصد هذا الصيف الخالد سقطت بكسل في الرحيل
    O biraz zamansız bir ilandı. Open Subtitles حسناً ، ذلك الإعلان كان سابقاً لأوانه
    Tahminimce başına aldığı darbe dengesini kaybetmesine ve düşerek zamansız ölümüne sebep oldu. Open Subtitles أنا أقدّر أنّ الضربة على الرأس جعلته يفقد توازنه... وذلك تسبّب في سقوطه إلى حتفه السابق لأوانه.
    Bu güzel şehir, ailelerin şehridir ve içimizden birinin zamansız alınışı hepimize dokunur. Open Subtitles "مدينتا الجميلة هي مدينة عائلات، و..." "الموت السابق لأوانه لأيّ منّا يمسّنا جميعاً"
    Bu biraz zamansız değil mi efendim? Open Subtitles -أليس هذا سابق لأوانه بعض الشيء يا سيدي؟
    zamansız bir ölümün etkisini sen gayet iyi bilirsin. Open Subtitles تعرف جيداً تأثير وفاة قبل أوانها.
    Kırmızı gökyüzünü öfkesinden dolayı zamansız olarak getirtti. Open Subtitles فقد أطلقت السماء الحمراء قبل أوانها. -في لحظةِ غضب .
    Bir kızın zamansız ölümüne öfkelenmeni sıradışı buluyorum. Open Subtitles سخطكِ على موت فتاة قبل أوانها
    Şimdi tehlike altındaki vücudunu... lütfen arazime sok da... zamansız ölümüne sebep olarak meşru müdafaa diyebileyim. Open Subtitles الآن إذا أنت بلطف مل جثتك المعرضة للخطر على خط ملكيتي. سوف يدعو فنائك قبل الأوان دفاع عن النفس.
    Charlie'nin zamansız ölümüyle bölge şerifsiz kaldı. Open Subtitles تَعْرفُ، مات تشارلي قبل الأوان تَركَ هذه المقاطعةِ بدون الشريف،
    Zeki, güçlü iradesi olan ve zamansız ölen kişilerdi. Open Subtitles قويا الإرادة، ذكيين ومات كلاهما قبل الأوان
    İnsanoğlunu zamansız gelen ölümden kurtaramamış olabilirsin ama bir gün, beni kurtarabilirsin. Open Subtitles حسنا، أنت لم تنقذ البشرية من الوفاة المبكرة لكن يوما ما، قد تكون قادرا على تجنيبي من واحد
    Limpet meselesi bizim olduğu gün İsviçre'de zengin mi zengin ancak zamansız ölüveren bir amcan olacak. Open Subtitles في اليوم الذي تكون فيه القضية معنا يمكنك الحصول على عم في سويسرا والذي عانى من الوفاة المبكرة
    zamansız ölümüne yol açan olaylar sırasında boynundan kopup gitmiş olmalı. Open Subtitles حتمًا سقط أثناء الأحداث التي أدّت لموته في غير أوانه.
    zamansız ölümünde pay sahibi olmak istemem. Open Subtitles لا أودّ المساهمة في موتك السابق أوانه
    Ve ben de hiphop müziğin zamansız sanatını çalışmak için o saçmalığı atladım. Open Subtitles وأنا تخطيت كل تلك التفاهات لأدرس الفن الخالد للأهانات.
    Isırık izi, acizliğin, hüsranının zamansız ifadesidir. Open Subtitles "آثار العضّ"، التعبير الخالد للضعف الجنسي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more