Demek bu-- ne demiştiniz-- zanlının benden ders aldığını düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | اذن تظنون ان هذا ماذا تسمونه الجاني قد ارتاد صفي؟ |
Telefon görüşmelerinin detayı olmadan zanlının tezgahını anlamak zor olacak. | Open Subtitles | بدون نصوص هاتفية سيكون من الصعب ان نفهم حيلة الجاني |
Sonuç olarak zanlının performansını mükemmelleştirmek için öldürmelere artırarak devam edeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نتيجة لذلك,نظن ان عمليات القتل ستستمر بالتصعيد بينما يجهد الجاني ليحقق المثالية |
Şahitler, zanlının yağmalamayı bizzat yönettiğine ve enkazda hayatta kalanları dövdüğüne tanıklık edecek. | Open Subtitles | الشهود ستشهد ان المتهم اشار بالنهب حرفياً وان الناجين من الحطام قد ضربوا |
Ajan Krycek, zanlının nefes alamadığını gördüğü için odaya girdiğini söylüyor. | Open Subtitles | الوكيل كريسيك يقول بأنّه دخل الغرفة لأن المشتبه به كان يسكت. |
zanlının ya acelesi vardı ya da onları ayırmak için vakit kaybetmedi. | Open Subtitles | الجانية كانت مستعجلة أو لم تبذل جهدا في نشرهم كما فعلت سابقا |
Her kurbanı 30'dan fazla bıçaklaması zanlının kesinlikle öfkeli olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | لكل ضحية,هذا الجاني عنده الكثير من الغضب نحتاج للمزيد من الأجوبة |
zanlının kurban seçimini neden değiştirdiğini, fahişeleri öldürmeyi bırakıp kulüplere gitmeye başlamasına neyin neden olduğunu hala bilmiyoruz. | Open Subtitles | ا زلنا لا نعرف ما الذي جعل الجاني يغير سبب اختياره للضحايا ما الذي جعله يتوقف عن قتل العاهرات و ينتقل للملاهي |
Size zanlının tam olarak nereye gideceğini, veya ne düşündüğünü söyleyemeyiz fakat hareketleri niyetini gösterecek. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نخبركم بالضبط الى أين سيذهب هذا الجاني او بماذا يفكر,لكن أفعاله ستفضح نواياه |
Eğer zanlının planladıklarını yapması gerekiyorsa, tıpkı bize bir şeyleri hatırlatmaya çalıştığı gibi, fakat biz bunun ne olduğunu öğrenene kadar onların önünde rahatlatıcı bir yorum yapmam. | Open Subtitles | ان كان الجاني بحاجة لأن يخرج افكاره و كأنه يذكرنا بشيء و حتى نعرف ما هو ذلك الشيء |
zanlının sağ ayaklarla bir alıp veremediği var ve çok hızlı ilerliyor. | Open Subtitles | اذن,هذا الجاني يحب السيقان اليمنى و انه يتنقل بسرعة |
Tamam, Organ Paylaşım Ağı'nı dört kez kontrol ettim zanlının orayı kullanmasına imkân yok çünkü aynı benim gibi her şeyi dört kere kontrol ediyorlar ve bu şekilde devam ediyor yani arada bir dalavere olması ihtimali yok. | Open Subtitles | و يستحيل ان يكون الجاني يستخدمهم لأنهم مثلي,قاموا بالتحقق 4 مرات من كل شيء و ملفاتهم الاحتياطية هناك نسخ احتياطية منها |
zanlının doktor olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | ظننتكم قلتم ان الجاني ليس طبيبا قلت انه ليس جراح |
zanlının bilim geçmişi olması gerekiyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا الجاني من المفروض ان لديه خلفية علمية,صحيح؟ |
O cesetteki böcek faaliyetlerini anlatacak, ve böylece zanlının cinayet anı şehir dışında olduğunu ispatlayacak. | Open Subtitles | سوف يقول أن نشاط الحشرات على الجثة يثبت أن المتهم كان خارج المدينة وقت الجريمة |
Adamın birliği zanlının yaşadığı yerlerde savaşıyordu. | Open Subtitles | هذه الكتيبة كانت تحارب في نفس المكان الذي كان يعيش فيه المتهم |
- zanlının özellikle ilgilendiği bir konuşmanız oldu mu? | Open Subtitles | ُُُُُُأُُدرس علوم السياسية واظهر المتهم اهتمام خاص |
zanlının bir karanlık ruh tarafından ele geçirildiği konusunda yani? | Open Subtitles | الذي المشتبه به ممسوس من قبل بعض الروح المظلمة؟ لا. |
Benim fikrime göre, zanlının yaşadığı yerin aranma şekli yasadışı. | Open Subtitles | في رأيي؛ تفتيش مسكن المشتبه به كان مخالفاً للقانون |
Bu olayı, hem zanlının hayatta kalmasından dolayı hem de zanlının bazal hücre dokusunun çok hızlı iyileşmesinden dolayı sıra dışı buldular. | Open Subtitles | لدراسة القضية ويقولون عنها انها غير عادية ليس فقط لأن المشتبه به بقي حيّا و لكن لسرعة تعافي أنسجته |
Son kurbanı öldürdüğü için zanlının kurbanları bir çeşit eleme sürecinden geçirdiğini düşünmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لأنها قتلت الضحية الاخيرة فعلينا أن نضع في الحسبان احتمالية ان الجانية مهتمة بعملية إستبعاد من نوع ما |
Bence hepimiz zanlının gerçekten bir psişik olduğu ihtimalini göz önünde bulundurmalıyız. | Open Subtitles | وأعتقد أننا ينبغي جميع النظر في إمكانية أن المدعى عليه قد يكون في الواقع النفسي. |
Bu sabah da aynı herifi zanlının tarafında, en ön sırada bana dik dik bakarken gördüm. | Open Subtitles | ثمّ في هذا الصباح، رأيتُ الرجل نفسه على جانب المدّعى عليه، يقف في الصف الأمامي، ينظر بعينه إليّ |
Bir de buna erkeklere karşı duyulan hislerin yanlış olduğuna dair inancı ekleyin bu durum zanlının içindeki vahşetin tamamen ortaya çıkmasına sebep oluyor. | Open Subtitles | مقترنة مع إعتقاد سائد أن تصرفه وفق إنجذابه للرجال الأخرين هو أمر خاطئ هذه الحالة تسبب الإنفجار بعنف للجاني |
Bu kadın, önemli bir soruşturmada zanlının tek tanığı. | Open Subtitles | إنها شاهد براءة لمشتبه به رئيسى فى قضية كبرى |