"zarar veren" - Translation from Turkish to Arabic

    • آذى
        
    • لإيذاء
        
    • يأذي
        
    • كان يؤذي
        
    • الذين آذوكِ
        
    • الذي أذى
        
    • آذت
        
    • آذوا
        
    Ama ne olduğunu bulmak istiyoruz, böylece babana zarar veren kişiyi yakalayabiliriz. Open Subtitles و لكننا نريد أن نكتشف ما حدث لكى نساعد فى إيقاف الشخص الذى آذى والدك أيا كان ، حسنا ؟
    Monroe'ye zarar veren Manning'in adamlarını bulabilirim. Open Subtitles بإمكاني العثور على رجال مانينج ومن آذى زوجة مونرو
    Kız kardeşine zarar veren kişi oysa onu öldürmen gerekiyor. Open Subtitles إن كان هو من آذى أختكَ فسيتعيّن عليكَ قتله
    Ama şunu bil ki oğluma bir şekilde zarar veren bir adamı asla sevmem. Open Subtitles لكن عليك أن تعلم أنه لا يمكنني أبداً أن أحب رجلاً يفعل أي شيء لإيذاء ابني
    Sana zarar veren her kimse başkalarına da zarar veriyor olabilir. Open Subtitles أيًا من كان يؤذيك فقد يأذي شخصًا آخرًا
    Çocuk, tanrının kutsal engeller koyduğu bir yerde vücudunun en kıymetli sinirlerine zarar veren birini görmüştü. Open Subtitles الولد رأى شخصاً كان يؤذي أكثر أعصاب جسمه حساسية في المنطقة التي نصب الله فيها حاجزاً مقدساً
    Size zarar veren adamlar yaptıkları her şeyi DVD'ye kaydetmiş. Open Subtitles قد صنع الرجال الذين آذوكِ أقراصاً رقميّة لكلّ أفعالهم
    Dedikodulara göre karıma zarar veren pisliği öldürmüşüm. Open Subtitles جعلتني الشائعات أقتل ذلك الوغد الذي أذى زوجتي.
    Bu ufak kızına zarar veren sürtüğün karşısında durmakla ilgili! Open Subtitles هذا يتعلق بالوقوف في وجه تلك العاهرة التي آذت ابنتكِ
    - Toplamda 7 kişiyi hapse attırmış. Hepsi de hastalarına zarar veren saldırgan kişiler. Open Subtitles لقد أدخل سبعة رجال السجن، كلّهم مُعتدين آذوا مرضاه.
    Kız kardeşine zarar veren kişi oysa onu öldürmen gerekiyor. Open Subtitles إن كان هو من آذى أختكَ فسيتعيّن عليكَ قتله
    Üçlemeci bir canavar. Kız kardeşine zarar veren kişi oysa onu öldürmen gerekiyor. Open Subtitles قاتل الثالوث وحش، إن كان هو من آذى أختكَ فسيتعيّن عليكَ قتله
    O gece birine zarar veren kişi Tommy değildi, değil mi? Open Subtitles لم يكن "تومي" من آذى الفتى في تلك الليلة، أليس كذلك؟
    O adama zarar veren biri bana da yapabilir. Open Subtitles لقد آذى ذلك الرجل بشدة ولا أريد منه أن يفعل ذلك معي
    Chet'i iyi tanıyan insanlarla bu arkadaşınıza zarar veren kişiyi bulmamız için en iyi şansımız. Open Subtitles الناس الذين يعرفون تشيت جيدا هذا هو أفضل لقطة لدينا في أكتشاف من الذي آذى صديقك.
    Ailene zarar veren kişiyi arıyorum. Open Subtitles أنا أبحث عن الرجل الذي آذى عائلتكِ.
    Anneme zarar veren adamı yakalayacak mısın? Open Subtitles هل ستمسك بالشخص الذي آذى أمّي؟
    Kendine zarar veren biri olsaydı bu kadar dikkatli olmazdı. Open Subtitles -لو كان يميل لإيذاء نفسه، لم يكن... ليتصرف بهذا الحرص.
    Yaşayan yaratıklara zarar veren makineler. Open Subtitles الآتٍ لإيذاء المخلوقات الحية
    Aileme zarar veren kimse nefes almaya devam edemez. Open Subtitles لا أحد يأذي عائلتي ويعيش
    Ben karıma zarar veren orospu çocuğunu öldürdüm. Open Subtitles لقد قتلت السافل الذي كان يؤذي زوجتي
    Sana zarar veren adamlar yaptıkları her şeyi DVD'ye kaydetmişler. Open Subtitles قد صنع الرجال الذين آذوكِ أقراصاً رقميّة لكلّ أفعالهم
    Oğluna zarar veren at buydu. Open Subtitles هذا الحصان الذي أذى إبنك
    Liseye baktığımızda, ben insanlara zarar veren... utanılacak birçok şey yaptım. Open Subtitles عندما كنا في المرحلة الثانوية، فعلت الكثير من الأشياء التي أخجل منها. أشياء آذت الكثير من الناس.
    Erkeğime zarar veren herkesi öldürmek. Open Subtitles أن أقتل كل أولئك الرجال الذين آذوا رجلي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more