ve karın aksine yağmur buzu eritir ve buzullarımızın sağlığına zarar verir. | TED | وعلى عكس تساقط الثلج، تساقط المطر يذوب الثلج. والذي يضر بصحة الجليد. |
Böyle zamanlarda ailede bir komünist olması işe zarar verir. | Open Subtitles | في أوقات كهذه.. وجود شيوعيّ في العائلة يضر بالعمل |
Lise günlüğünü saklayan biri nasıl olur da birine zarar verir? | Open Subtitles | كيف يمكن لشخص يكتب مذكرات دراسته الثانوية أن يؤذي أحداً ؟ |
Ama bu davranışları sadece kendine zarar verir. | Open Subtitles | لكن بالطريقة التي تتصرف بها فهي تؤذي نفسها فقط |
Tekrar tekrar söylüyorum, sabırsızlık sadece genel soruna zarar verir. | Open Subtitles | لذا قم بالتركيز على أن عدم الصبر سيضر القضية وحسب. |
Ona zarar vermek amaçlarına da zarar verir. | Open Subtitles | على مسؤولية مختطفيها ايذائها سيؤذي قضيتهم |
Bununla yıka. Çamaşır sabunu zarar verir. | Open Subtitles | إغسلي شعرك بالشامبو سوف يتلف صابون الملابس شعركِ |
Sarhoş bir ahmağın ölümü lejjona çok az zarar verir. | Open Subtitles | فقدان سكير لن يضر الفيلق كثيراً |
Palavraların ve yalanların, sadece sana zarar verir. | Open Subtitles | إن مفاخرتك وكذبك يكمن ان يضر شخصك لاغير |
Ama beni araştırırsa, bu şirkete zarar verir. | Open Subtitles | ولكن تحقيق عني، فهذا يضر بالشركة |
Aslında hafıza güçlendirme ve anımsama sırasında gerçekleşen sinirsel işlemin bir kısmına sinirsel işlemin bir kısmına zarar verir. | TED | فهو في الواقع يؤذي بعضا من خصائص المعالجة العصبية التي تحدث خلال مرحلة تقوية الذاكرة واسترجاع الذاكرة. |
Bir hayvan sadece kendini korumak için başkasına zarar verir. | Open Subtitles | الوحش لا يؤذي أحداً إلاّ دفاعاً عن حياته |
Ya da bir başkasına zarar verebilir veya daha kötüsü kendine zarar verir. | Open Subtitles | أو يؤذي أحدًا أو الأسوء أن يؤذي نفسه |
Ayrıca gereksiz opiatlar yarardan ziyade zarar verir. | Open Subtitles | والمواد المخدرة غير الضرورية سوف تؤذي أكثر من أن تنفع |
Ben parmaklarına zarar verir diye etkinliklerden uzak duran müzisyenlerindenim. | Open Subtitles | أنا واحد من أولئك عازفي الجيتار الذين يتفادون أي أنشطة قد تؤذي أصابعهم |
Bana yalan söylemeye devam etmen davana zarar verir. | Open Subtitles | مواصلة الكذب علي سيضر فقط بقضيتك هل رأيتني ؟ |
Grev yapmak hastalara zarar verir. | Open Subtitles | الإضراب سيضر بالمرضى |
Ama biri ona engel olmaya kalksa ona zarar verir mi? | Open Subtitles | أجل، لكنّ هل سيؤذي شخصا آخر إن إعترض طريقه؟ |
Eğer bu anneye olan bir öfkeyse ne Samantha'ya zarar verir ne de onunla birlikte ortadan kaybolur. | Open Subtitles | إن كان إنتقاما من الأم إما سيؤذي سامانثا أو يختفي معها |
Bu bir servet getirir ama beyine de zarar verir. | Open Subtitles | ذلك يجلب ثروة واحدة. لكنه أيضًا يتلف الدماغ. |
Benden doğruyu saklayarak beni koruduğunu düşünüyorsun ancak bu daha çok zarar verir. | Open Subtitles | هل تعتقد أنكَ تحميني بعدم قول الحقيقة أنتَ حتماً سببتَ ضرراً أكبر |
Ya da kaçırmaz ve Ray'e zarar verir her halükarda karakola düşecekler. | Open Subtitles | أو لن تفوتها وبعدها قد تؤذيه هي، لكن في كلا الحالتين سينتهيان خلف القضبان، |
X- ışınları, karnındaki cana zarar verir. | Open Subtitles | أشعة اكس ستؤذي الحياة التي تنمو بداخلها |
Hangi abi bilerek kardeşine zarar verir ki? ! | Open Subtitles | أي أخ هذا الذي سيقوم بإيذاء أخوه الأصغر؟ |
Nişan aldığın kişiden çok sana zarar verir. | Open Subtitles | أنه يؤذيكِ أكثر من الشخص الذي تستهدفينه. |
Bu çarpıntılar en azından annenizin sinirlerine zarar verir. | Open Subtitles | هذا الخفقان مضر فقط بالنسبة لأعصاب أمك |
ya o birine zarar verir ya da biri ona. | Open Subtitles | سيؤذي احدهم او احدهم سيؤذيه |