"zararlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الضارة
        
    • ضارة
        
    • مضرة
        
    • مضر
        
    • خطراً
        
    • ضارّ
        
    • الخبيثة
        
    • خطرة
        
    • يضر
        
    • يؤذي
        
    • مؤذية
        
    • صحي
        
    • ضار
        
    • خبيث
        
    • سامة
        
    Okyanuslarımıza, toprağımıza, yiyeceklerimize, suyumuza ve bize zararlı kimyasal atıklar salıyor. TED إنّه يُسرّب المُلوثات الكيميائية الضارة إلى محيطاتنا وتربتنا وطعامنا ومياهنا وإلينا.
    Bu 1998 zararlı Alge ve Hipoksia Araştırma ve Kontrol Yasası olarak adlandırıldı. TED سمي القرار بانتشار الطحالب الضارة وتدني مستوى الأوكسجين وقرار الكونجرس لعام 1998.
    Yani daha az atık madde üretiyorsunuz ve bu atık madde inek gübresi kadar çevreye zararlı değil. TED فعند إذن تكون كمية الهدر أقل، والنفايات التي لديك ليست نفايات ضارة بالبيئية كما هو الحال مع روث البقر.
    İyi ki almadın. Biri bana sağlığa zararlı olduğunu söylemişti. Open Subtitles أنت محق بإمتناعك عن تلك الأشياء أخبرنى شخص ما أنها مضرة
    Ve bu pek de zararlı görünmeyen tehlikeli ızgara tavuk hakkında neden hiçkimsenin yeterli bilgiye sahip olmadığını merak ettim. TED و كنت أتسائل لماذا لم يعرف أحد عن خطورة الدجاج المشوي .الذي لا يبدو أنه مضر جداً
    Çocuklar için zararlı olabilecek oyuncakları ayırmak senin işin. Open Subtitles مهمتك أن تراقب اللعب التي يمكن أن تشكل خطراً على الأطفال
    O hazırladığı içeceğe veya yaptığı keklere Minnie'nin zararlı bir şeyler koymuş olma ihtimali var mıdır? Open Subtitles هل هناك أيّ فرصة مطلقاً ان رُبَّمَا ميني وَضعَت شيء ضارّ في تلك المشروباتِ أَو في أولئك الكعك الصَغير؟
    Akbabanın evrimsel rolü toprağı ölümden sonra oluşan zararlı zehirlerden kurtarmaktır. TED الدور التطوري الذي تضطلع به النسور هو تخليص كوكبنا من السموم الضارة التي تنتج بعد الموت.
    Bir kez daha gördüğümüz üzere stresin sağlığınız üzerindeki zararlı etkileri kaçınılmaz değil. TED ومرة أخرى نلاحظ بأن الآثار الضارة للضغط على صحتكم ليست حتمية.
    Şimdi de daha az zararlı içeriği olan diğer bir projeye bakalım. TED اسمحوا لي الآن أن انتقل إلى مشروع آخر الذي يشمل على أقل من المواد الضارة.
    Tüketicinin damak tadı ve fiyatların da zararlı etkileri olabilir. TED أذواق المستهلكين والأسعار يمكن أن يكون لها آثار ضارة
    Resimleme teknikleri ise bazı yerlerde çok kullanışlı olsa da Hastaları zararlı radyasyona maruz bırakıyor. TED طُرق التصوير، والتي قد تكون مفيدة في بعض الحالات، تُعرِّض المرضى لإشعاعات ضارة.
    Yumurtanın sadece beyazı. Sarısı sana zararlı. Open Subtitles بيـاض البيض فقط ، لا أمحـاح إنهـا مضرة لك
    Fakat bu yalnızca stresin sağlığa zararlı olduğuna inanan insanlar için geçerliydi. TED ولكن هذا يخص فقط الأشخاص بالإضافة للذين كانوا يعتقدون بأن الضغط مضر لصحتهم.
    Oraya, internetten biriyle buluşmanın zararlı olduğunu anlatmaya gitmiş. Open Subtitles لقد ذهب إلى هناك لتحذيرها أنّه قد يكون خطراً مواعدة شخص على الإنترنت
    Ancak şunu biliyorum ki yüksek kan basıncı bebeğin ve senin için zararlı. Open Subtitles لكن حتّى أنا أعلم أن الضغط المرتفع ضارّ بك وبالجنين
    zararlı yazılımlar ve hack araçları konusunda uzman birisi işte böyle gözükür. TED هكذا يبدو الشخص المتخصص في مجال البرمجيات الخبيثة و القرصنة.
    Kopyalar da diğer makineler gibidir. Ya yararlıdırlar, ya zararlı. Open Subtitles ريبليكانت مثل أى آلات أخرى , إما مفيدة أو خطرة
    Hava Kuvvetleri personeline zararlı olacak şeyleri kovalamak için değil. Open Subtitles أعلم ذلك لا أن تتابعَ أيّ شئَ يضر بموظفي الجويةِ
    İnsanlar bunun zararlı olmayacağını düşünüyorlar Çünkü kuyuyu kapadılar ve temizlik yapıyorlar, Open Subtitles تظن الناس أن هذا لا يؤذي لأنهم غطوا البئر ونظفوا كل شيء
    Çoğu tarikat, lider üyelerini ölüme sürüklemese bile, yine de zararlı olabilirler. TED وبالرغم من أن معظم الطوائف لا تقود أتباعها للموت، إلا أنها يمكن أن تكون مؤذية.
    Son günlerde Michael'ın yaptığı her şey onun için çok zararlı. Open Subtitles كل شيئ يقوم به مايكل مؤخرا غير صحي نهائيا له
    Bir şeyin zararlı olup olmadığını bilebilmenin tek yolu onu test etmektir. Sizden bahsetmiyorum. TED الطريقة الوحيدة لمعرفة إذا ما كان الشيء ضار باختباره، ولا أعنيكم بهذا يا رفاق.
    Dolayısıyla, eğer anjiogenez, zararsız kanser ve zararlı kanser arasındaki hassas nokta olduğuna göre, anjiogenez devriminin önemli bir bölümü de, kanser tedavisi için, kanserin kan kaynağını kesmektir. TED إذن, إذا كان تولد الأوعية هو نقطة تحول بين ورم حميد وورم خبيث, إذن جزء كبير من إنقلاب تولد الأوعية هذا هو منهاج جديد لعلاج السرطان عن طريق قطع إمداده بالدم.
    Bastırılan duygular çok zararlı olabilir. Open Subtitles العواطف المكبوتة يمكن أن تكون سامة حقيقية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more