"zayıf noktasını" - Translation from Turkish to Arabic

• نقطة ضعف
• نقطة ضعفه
• نقاط ضعفه
• نقاط ضعفهم
• نقطه ضعف
• نقطة ضعفها

Bu yüzden ona testler uygulamalıyız, bu sayede birimiz belki bir ya da iki zayıf noktasını bulabiliriz.
لهذا السبب نحن نرمي الإختبارات في وجهها لنري أي شخص فينا يمكنه أن يضعفها وربما يجد نقطة ضعف أو اثنين

zayıf noktasını bulabilmek için zaman kazanmaya çalıyordum, ama hiç olmadığını düşünmeye başlıyorum.
إعتقدت بأني يمكن أن أكسب بعض الوقت لإيجاد نقطة ضعفه لكن بدأت أعتقد أنه ليست لديه نقطة ضعف

Zafere ulaşmanın esas yolu, rakibinin zayıf noktasını bulmak ve acı içinde kıvranmasını sağlamaktır.
لكي تنتصر عليك أن تجد نقطة ضعف خصمك و تجعله يعاني منها

Ona zarar veriyor, asıl zayıf noktasını biliyorum. Yani gideceğiz, tabii ayrılmak istemiyorsanız.
إنه يؤلمه، وأعرف نقطة ضعفه الحقيقية لذا سنذهب، إلا لو أردتم الخروج الآن.

Ve dedikodulara göre onun zayıf noktasını biliyormuşsun.
والكلام في الدائرة عنك وعن معرفتك نقطة ضعفه

zayıf noktasını bulmalıyım oradan vurmalıyım.
أحتاج للوصول إلى نقاط ضعفه إستغلّ نقاط ضعفه

Yumruklarını savuştur. zayıf noktasını bul.
تهرب من لكماتهم وجد نقاط ضعفهم

Eğer çocuğun zayıf noktasını bulabilirsem kartalın nerede olduğunu kolayca öğrenebilirdim.
إذا فقط أمكنني العثور على نقطه ضعف الولد كان بإمكاني جعله يخبرني أين هو النسر

Kocam, babanın zayıf noktasını yakalamıştı.
حبيبي لا تكن ساذج ان زوجي وجد نقطة ضعف عن والدك

İyi gözleri olmalı ve rakibinin zayıf noktasını fark etmeli.
يجب ان يكون منتبهاً ليتعرف علي نقطة ضعف المنافس

Yani onun sana zayıf noktasını kasıtlı olarak gösterdiğini mi düşünüyorsun?
أذا أتعتقدين أنها أظهرت لكي نقطة ضعف بقصد

Bir gün, Hyunjun'un zayıf noktasını elbet bulacağım.
سأعثر على نقطة ضعف هيون جون .. في يوماً من الايام

zayıf noktasını bulursak, ondan kurtulabiliriz.
نقطة ضعف يمكننا أستغلالها حتى يمكننا الهرب سالمين

Araştırmaya devam edeyim, zayıf noktasını bulmam lazım.
سوف أستمر بالبحث أبحث عن نقطة ضعف

Diğer gardiyanın zayıf noktasını henüz bilmiyoruz.
كما أن الحارس الآخر ، لم أعرف نقطة ضعفه حتى الآن

Yani, zayıf noktasını bilen insanların sayısında bir kıtlık yok.
لذا هناك الكثير من الناس الذين يعلمون كعب أكيليس الخاص به نقطة ضعفه

Francis'e yakınlaşıp arkadaş olman gerekiyordu, nasıl bir kral olduğunu öğrenecektin, en zayıf noktasını bana söyleyecektin.
توجب ان تكون صديق فرانسس لتعرف اي نوع من الملوك هو اين تكمن نقطة ضعفه

Bir şekilde onun zayıf noktasını buldun. Saldırdığından gözleri bembeyaz olmuştu.
إلا إذا لم تعثر على نقطة ضعفه لقد تحولت عيناه الى الأبيض عندما قام بالهجوم مثل سمكة القرش

Onun anlamadığı benim onun zayıf noktasını buldum.
ما الذي عجز عن فهمه هو إنني وجدث نقطة ضعفه.

Onun zayıf noktasını bul ve onu kullan. Ben de aklına girivereyim.
جِد نقطة ضعفها واستغلّها، ومن ثم سألج إليها.