Zayıflar, yaşlılar hayatta kalamaz, ölümler de onların amaçlarından birisidir. | Open Subtitles | الضعفاء والمسنون لا ينجون والذى أعتقد أنه جزء من الغرض |
Basitçe söylemek gerekirse Stan Zayıflar üzerinden besleniyor, çünkü o bir serseri. | Open Subtitles | سوف يكون سهل جدّاً لستان أن يتنمر على الضعفاء ببساطة لأنّه ضعيف |
Ortakyaşamlar yetişkin değil. Kalıcı kontrol sağlamak için çok Zayıflar. | Open Subtitles | المتكافلين مازالوا غير ناضجين انهم ضعفاء ليستطيعوا السيطرة الدائمة |
Hastalıklarını bir kenara bırak, yaşamak için çok Zayıflar. | Open Subtitles | حسناً، بصرف النظر عن الأمراض التي ربما لديهم إنهم ضعفاء جدا للبقاء على قيد الحياة أنت فقط |
Sadece güç ve onu elde edemeyen Zayıflar vardır. | Open Subtitles | لا يوجد إلا القوة وهؤلاء أضعف من أن يطلبوها |
Zayıflar, güçlü olana sırt çevirmişse biz de bu olanları telafi edeceğiz. | Open Subtitles | الضعيف سينقلب ضد القوي سنهدم كل ما بنيناه |
Merhamet için eğitilmiyoruz. O Zayıflar içindir. | Open Subtitles | نحن لا نتدرب على الرحمة هنا الرحمة للضعفاء |
Eğer büyük ve sağlam birşeyde, tamamiyle doğru delikleri açarsan Zayıflar. | Open Subtitles | يقول إنك إن أحدثت ثقوباً في أماكن معينة بشيء كبير و متين يضعف جداً |
Dikkat çekmiyor. Dahice. Çok Zayıflar. | Open Subtitles | إبعاد الانتباه عنك، استراتيجية ذكية ولكنهم نحيفون جداً |
Zayıflar, güçlülere hizmete zorlandı ve dünyada özgürlük kalmadı. | Open Subtitles | الضعفاء تم تسخيرهم لخدمة الأقوياء والحريه تلاشت من العالم |
Zayıflar ezilince özgürlük feda edilir. | Open Subtitles | التضحية بالحرية عند الضعفاء يضطهدون من قبل القوي |
Zihin kontrolünün Zayıflar, özellikle ödlekler üzerinde çok etkili olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع بأن التحكم بالعقل يعمل فقط علي الضعفاء والخاسرين |
Zayıflar ise herşeylerini kaybedip sürgün olacaklar. | Open Subtitles | الضعفاء سيخسرون كل شيء و سيُعاملون بإحتقار |
Zayıflar Papa Hazretleri. Saldırma şansınız var. | Open Subtitles | أنهم ضعفاء يا صاحب الجلالة هذه فرصتك للمهاجمة |
İnsanların doğası gereği iyi oldukları inancına dört elle sarılmışsın. Ama onlar Zayıflar. | Open Subtitles | تتمسكين باعتقادك ان الناس جيدون ولكنهم ضعفاء |
Senin jenerasyonun, milenyumda doğanlar geleceğe ulaşmak için çok Zayıflar. | Open Subtitles | .. جيلك, جيل الألفية ضعفاء جدًا لمواجهة المستقبل |
Ama Zayıflar. Birbirlerinden beterler. | Open Subtitles | و لكنهم ضعفاء أحدهم أسوأ من الاخر |
Evet, ve o toplu Zayıflar. | Open Subtitles | أجل . و هو أضعف المجموعة خاطر بخسارة كل ما عملناه |
Olur ama ne kadar sıvı verirsek o kadar Zayıflar. | Open Subtitles | يجب ذلك، لكن باعطائه سوائل أكثر يصبح أضعف أكثر |
Zayıflar güçlülerin ilham almasını zorlaştırır, kayıp olanın, bulunmuş olanın bataklıktan çıkmasına engel olması ve değersizlerin, aydınların bizi yükseğe çıkarmasına engel olması gibi. | TED | الضعيف يجعل الأمر صعبًا لكي يبقى القوي ملهماً، مثل المفقود الذي يمنع الذي وجده من الهروب من الوحوش، ومثل المتدهور الذي يمنع المستنير من السمو بنا إلى أعلى. |
İkincilik ezikler içindi. Şefkat Zayıflar için. Kimseye güvenme. | Open Subtitles | المركز الثاني للفاشلين الشفقة للضعفاء ،لاتثق بأحد |
Eğer büyük ve sağlam birşeyde, tamamiyle doğru delikleri açarsan Zayıflar. | Open Subtitles | يقول إنك إن أحدثت ثقوباً في أماكن معينة بشيء كبير و متين يضعف جداً |
Dünyadaki bütün Zayıflar bence iyi beslenmeli. | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك من يطعم نحفاء هذا العالم |
Zalimlerin, aptallar ve Zayıflar üzerinde oynadığı bir oyundur. | Open Subtitles | إنه مجرد خدعة يلعبها القساة على السفهاء والضعفاء. |
Ve de toplumumuzun dış çeperini oluşturan bu kimseler için, en fakir ve en Zayıflar, trendler karamsar olmamızı söylüyor. | TED | والاتجاهات بالنسبة لأولئك الذين هم في محيط مجتمعنا الاكثر فقرا والاكثر ضعفا الاتجاهات تثير قضية كبيرة للتشاؤم |
Birinciden üçüncüye kadar olan kaburgalar en sertleridir dördüncüden dokuzuncaya kadar olanlarsa giderek daha Zayıflar. | Open Subtitles | الآن ، الأضلاع الثلاثة الأولى هي الأصلب من الضلع الرابع حتى التاسع تضعف بشكل تدريجي |