Ben şef olamam. Yani, o zehirleyen işi yapan kişi... | Open Subtitles | لا أستطيع أن أكون طباخا أنا الشخص الذي سمم .. |
Bu insanları zehirleyen kişinin intikam duygusuyla hareket ettiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن ان ايا كان من سمم هؤلاء الأشخاص كان دافعه الانقام |
Tüm o kadınları zehirleyen hizmetçi. | Open Subtitles | انها مدبرة المنزل تلك التى قامت بتسميم كل هؤلاء السيدات |
Buraya Prensesi zehirleyen kişinin peşinden giderken geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا الى هنا لسبب ما بعد تسميم ولية العهد |
Şey, onu zehirleyen şahıs tıbbi geçmişini çok yakından biliyormuş. | Open Subtitles | حسناً ، أى كان الشخص الذي قام بتسميمه هو على علم دقيق بتاريخه الطبي فحسب |
O Agent Prall zehirleyen toksinleri saylayan. | Open Subtitles | هو من قام بوضع السموم التي سممت العميل برال |
Panzehiri bulmak için bir günümüz var, ve tek ipucumuz onu zehirleyen ölü eleman. | Open Subtitles | لدينا يوم لإيجاد الترياق ودليلنا الوحيد هو الرجل المقتول الذي سممه |
Hamed'i zehirleyen adam işi yaptıktan sonra, hemen burayı aradı. | Open Subtitles | الرجل الذي سمم حامد اتصل بهذا المكان قبل أن يقوم بذلك |
Benim teorim sen kahveyi zehirleyen kişiyle birlikte çalışıyorsun. | Open Subtitles | نظريتي هي أنك تعمل لصالح الرجل الذي سمم القهوة |
Yoksa, Shifu'yu zehirleyen o şef gibi bir budala olursun. | Open Subtitles | و إلا سينتهي بك الأمر أن تصبح فاشلا مثل هذا الطباخ الذي سمم شيفو ، أليس كذلك بو ؟ |
Ama birisi tüm kartları ele geçirse bile yemeğimizi zehirleyen kişi belli ki hepsini ele geçiremedi gerçekten zarar verebilmeleri için yine de bir düzine engeli aşmak zorundalar. | Open Subtitles | ولكن حتى لو كان شخص انتزع كل بطاقتنا وأيا كان الذي سمم غدائنا لم تكن لديه لا يزال بحاجة إلى تخطي عشرات العقبات |
Nil kızıla dönüştüğünde ben de korkmuştum... ta ki şelalelerin ardında kızıl çamur kusan ve suyu zehirleyen bir dağdan söz edildiğini duyana dek. | Open Subtitles | عندما إنساب النيل باللون الأحمر ... أنا أيضا كنت خائفا حتى جاءت رساله من الجبل الذى وراء الشلال حيث تقيأ الطمى الأحمر و سمم المياه |
Nil kızıla dönüştüğünde ben de korkmuştum ta ki şelalelerin ardında kızıl çamur kusan ve suyu zehirleyen bir dağdan söz edildiğini duyana dek. | Open Subtitles | عندما إنساب النيل باللون الأحمر ... أنا أيضا كنت خائفا حتى جاءت رساله من الجبل الذى وراء الشلال حيث تقيأ الطمى الأحمر و سمم المياه |
Annelerini zehirleyen kötü çocukların başına neler geldiğini sana göstereceğim! | Open Subtitles | سأريك ما الذى يحدث للاولاد الصغار السيئون الذين يقومون بتسميم أمهم |
Sovyetler içeriye yemeği zehirleyen bir şef soktu. | Open Subtitles | زرع السوفيت شيف داخل المطبخ وقام بتسميم الطعام |
Laptopu kullanarak havalenin izlerini takip edebilirim, bu da bizi Michael'ı zehirleyen adamlara götürür. | Open Subtitles | عشرة ملايين دولار ستودع فى حساب مصرفي لها و باستخدام الكمبيوتر المحمول ، يمكننى تعقب الإيداع مما يقودنا إلى من قاموا بتسميم مايكل |
Buraya Prensesi zehirleyen kişinin peşinden giderken geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا الى هنا لسبب ما بعد تسميم ولية العهد |
- Ben de hastalarını zehirleyen doktorları duymuştum. | Open Subtitles | وقد سمعت بأطباء يمكنهم تسميم مرضاهم -لم أفعل أيّ شيء |
Şu karısını zehirleyen bağımlı. | Open Subtitles | هذا المدمن الذى قامت زوجته بتسميمه |
Onu bana karşı zehirleyen sensin, onu manipüle ettin. | Open Subtitles | انت من قام بتسميمه ضدي و تلاعبت به |
70'lerde 25 öğretmeni zehirleyen sen miydin? | Open Subtitles | سممت 25 معلماً في السبعينات؟ |
Onu bana karşı zehirleyen kişi sensin. Şimdi senin için ne yapmamı istersin? | Open Subtitles | أنت من سممه ضدي كيف تحب ان يحدث هذا لك؟ |
Bazı ideologların sizi inandırdığı gibi zihinlerini anında zehirleyen ya da mecburi kullanıcılara dönüştüren bir şey değil muhtemelen. | TED | ومن المحتمل أنها لا تسمم عقولهم في الحال أو تحولهم إلى مدمنين، بالطريقة التي يريدك بعض العقائديين أن تصدقها. |