Doğmadan önce, babama paranoyak şizofreni teşhisi konmuş ve zekasına rağmen herhangi bir işe tutunamamış. | TED | قبل أن أولد، تم تشخيص حالة والدي بانفصام الشخصية، ولم يستطع الحصول على عمل برغم ذكائه. |
Fiziksel olarak çok zayıf, doğal olarak zekasına, kurnazlığına güveniyor. | Open Subtitles | سيكون ضعيفاً جسدياً ، لذا سيعتمد على قوة ذكائه و مكره |
Buradayım ve kimse bilmiyor. Kendi zekasına güvenen bir dönek. | Open Subtitles | هارب أتوارى، المرتد لا يعتمد إلّا على ذكائه. |
İnsan zekasına sahip o. | Open Subtitles | لديه ذكاءُ الإنسان |
İnsan zekasına sahip dedin. | Open Subtitles | لقد قُلتَ أن لديه ذكاءُ إنسان |
Onu sürgün ettirmen yeterince kötü. Bari zekasına hakaret etme. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،كفاكَ شرًّا أن تنفي ابني من وجه الأرض فلا تثقّل ضِغثًا على إبّالة بإهانة ذكائه. |
Buradayım ve kimse bilmiyor. Kendi zekasına güvenen bir dönek. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}،هارب أتوارى المرتد لا يعتمد إلّا على ذكائه. |