Sistem güvenli yolun ne olduğunu anlayarak arabayı yönetebilecek kadar zekidir. | TED | هذا النظام هو أيضا ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة الطريق الأسلم لتشغيل السيارة. |
Aptal olduğu için değil, zekidir. Ama işine gelirse... | Open Subtitles | ذلك لا يعني بأنه غبي، بالعكس إنه ذكي و لكن فقط عندما يناسبه ذلك. |
Yani, mesela fen ödeviyse Jane hemen üst katta yaşıyor ve çok zekidir. | Open Subtitles | تعرفين ان كان العلوم جاين تعيش في الطابق العلوي و هي ذكية للغاية |
Hiç düşündün mü acaba bazı suçlular yakalanmak için fazla zekidir diye? | Open Subtitles | هل سبق واعتبرت بأن هناك مجرمين أذكى من أن يتم إعتقالهم ؟ |
Şempanzeler çok zekidir ve biz de onları üniversite mezunu yaptık. | Open Subtitles | أما فصيلة الشمبانزي فهم أذكياء جداً لذا فقد تخرجوا من الكليـة |
Buraya anahtar olmadan giren her kimse parmak izi bırakmayacak kadar zekidir. | Open Subtitles | على أية حال، من دخل هنا بدون مفتاح في وضح النّهار ذكي كفاية كي لا يترك بصمات |
O zekidir.. Eğer onu okursa ,ondan istediğin şeyi yapmayacaktır... | Open Subtitles | ذلك الـفـتـى ذكي , طـالمـا قـرأ تلك الأوراق , سـوف لـن تـكوني قـادرة عـلى الـتـصـرف كـمـا تـشـائــيــن |
Hayır oraya dönmeyecek kadar zekidir. | Open Subtitles | لا، لا، هو لن يعيدها هو ذكي جداً بالنسبة لذلك |
O çok zekidir. Bu onun için önemlidir. Zeki olmayı seviyor. | Open Subtitles | لأنه ذكي جدا , هذا مهم بالنسبة له إنه يحب أن يكون ذكي |
Aslında çok zekidir. Ama ona yol gösteren kimse yok. | Open Subtitles | هو ذكي جداً في الحقيقة هو لا يعرف أي اتجاه عليه أن يسلك |
Çekicidir, zekidir ve dövüşte oldukça yeteneklidir. | Open Subtitles | فتان . ذكي . و ماهر جداً في المعركه خصوصاً في الماء |
Ninem çok zekidir, fazla okumadı ama zehir gibi. | TED | وجدتي نيرة جداً، هي لم تتلق الكثير من التعليم الرسمي، ولكنها ذكية. |
Hassastır ama diğer yandan da zekidir, tıpkı annesi gibi. | Open Subtitles | انها حساسة، لكن بطريقة اخرى فهي ذكية مثل امها من قبل |
Fark edilmeden dosyaya ulaşabilir ama zekidir. | Open Subtitles | يمكنها الإقتراب من البيانات بدون أن يتم كشفها و لكنها ذكية |
Kağıtlar Rick'teyse, orada arayacağını düşünecek kadar zekidir. | Open Subtitles | لو كانت معه فهو أذكى من أن يتركنا نجدها هنا. |
Kağıtlar Rick'teyse, orada arayacağını düşünecek kadar zekidir. | Open Subtitles | لو كانت معه فهو أذكى من أن يتركنا نجدها هنا. |
Bu tümörler zekidir, ortama uyum sağlarlar ve hayatta kalma konusunda çok iyidirler. | TED | إنهم أذكياء بارعون وسريعو التكيف، ويستطيعون البقاء أحياء بشكل جيد. |
Bu adamlar belki cinsiyet ayrımı yapabilir ama tüm kütüphaneciler oldukça zekidir. | Open Subtitles | ربما يكون أولئك الرجال متحيّزون ضد المرأة لكنّهم كانوا فائقي الذكاء كباقي أمناء المكاتب أيضًا |
Leslie Orgel hâlen harika bir moleküler biyolog. Orgel'in İkinci Yasası: Evrim, sizden daha zekidir. | TED | ولزلي أورجل لا يزال عالم البيولوجيا الجزيئية، رجل فائق الذكاء، وقانون أورجل الثاني هو: التطور أكثر ذكاء منك. |
Evet öyle. Avukat olacak kadar zekidir ama dolandırıcılığı pek beceremez. | Open Subtitles | هذا ما قد حدث حينهـا , إنه صديـق إنه ذكى بما فيه الكفاية ليصبح محامى.. |
10 patoloji laboratuvarı zincirini kuracak kadar zekiyse şehirden kaçacak kadar da zekidir sanırım. | Open Subtitles | كان ذكياً بما يكفي لفتح 10 مختبرات للمرضيات.. ولعله على الأرجح ذكيٌ كفايةً ليخرج من المدينة. |
Veri Yapıları dersimden, fena zekidir. | Open Subtitles | صديقي في صف أنظمة المعلومات، وهو ذكيّ جداً. |
İşinden değil. O konuda çok zekidir. | Open Subtitles | ولاتعمل شيئا الان , انها اذكى من عمل ذلك |
Başlarda biraz garip olabilir, ama zekidir. | Open Subtitles | هو صعبُ نوعاً ما في أولاً، لَكنَّه ذكيُ. |
Ama bunu Franco'ya yapamazsınız. Franco çok zekidir. | Open Subtitles | لكن لا تستطيع عمل هذا مع (فرانكو) (فرانكو) جميل وذكي |
Ailem çok zekidir. Stanford'da öğretmenler. | Open Subtitles | أصدقائي حقّاً أذكياءٌ جداً. |