Benim küçük sarmaşığımı gölgede bıraktı. Bu kadar iyi zevke sahip birini tanımıyorum. | Open Subtitles | لا محال, لا أعلم أى شخص بمثل هذا الذوق الجيد |
Ortak bir yanınız olmadığını söylemiştin... ama ikiniz de film konuşunda aynı zevke sahipsiniz! | Open Subtitles | أرأيت .. أنت تقول أنه لا يوجد رابط بينكما ولكنكما تمتلكان نفس الذوق في الأفلام |
Onlar sadece kıyafet seçiminde değil erkeklerde de aynı zevke sahipler. | Open Subtitles | انهم لا يتشاركون نفس الذوق في اختيار الملابس فقط ولكن في الرجال ايضاً |
Sayın Başkan, Eşinize şöyle bir bakınca mükemmel bir zevke sahip olduğunuzu anladım. | Open Subtitles | سيددي الرئيس بعد نظرة واحدة إلى زوجتك وعرفت انك رجل ذو ذوق رائع |
Eğer ortada bir hırsız varsa bıçak konusunda muhteşem bir zevke sahipmiş. | Open Subtitles | ولو كان سارقاً، فإنّ لديه ذوق رائع في السكاكين. |
Ya da üst ana toplardamara. zevke bağlı. | Open Subtitles | أو الفينا كافا العليا انها مسألة ذوق |
- Hayir, o zevke erismedim. | Open Subtitles | لا لم اتشرف به بعد |
Bu kadar iyi bir zevke sahip olduğun hakkında hiç bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | لم تُكن لدي أية فكرة انهُ كان لديكَ هذا الذوق الطيب. |
Ortak bir yanınız olmadığını söylemiştin... ama ikiniz de film konusunda aynı zevke sahipsiniz! | Open Subtitles | ولكنكما تمتلكان نفس الذوق في الأفلام |
Açıkçası mutlak bir zevke sahipmiş. | Open Subtitles | واضح من أنه رجل ذو ذوق غير محدود |
İyi bir zevke sahipsin. | Open Subtitles | لديك ذوق رائع أي اختبارات أخرى في حمام الرجال... |
Arkadaşlar konusunda sorunlu bir zevke sahip görünüyorsun. | Open Subtitles | -يبدو أن كان لديك ذوق مشكوك بالأصدقاء |
Bunlar çok güzel! Sen şaşırtıcı bir zevke sahipsin. | Open Subtitles | أنت لديك أروع ذوق |
Görünen o ki epey demokratik bir zevke sahipmiş. | Open Subtitles | لابد أن لديه ذوق ديمقراطي |
Hayır o zevke varamadım dostum. | Open Subtitles | لا. لم اتشرف بذلك يا صاح |