Çevredeki bir dişiyi ziyaret ediyor ve dahası evde hiç yapmadığı bir şeyi, taçyaprağından bir çiçek buketi taşıyor. | Open Subtitles | إنه يزور جارته، والأدهى من ذلك، يحمل باقة أزهار، بتلة زهرة شيء ما فعله قط لزوجته. |
Babasını ziyaret ediyor. Babası bir kuruluşta. O bir alkolik. | Open Subtitles | يزور والده, إنه في مركز لأنه مدمن على الكحول |
Müftüyü kimler ziyaret ediyor. | Open Subtitles | أخبرني من يأتي ومن يذهب، من يزور المسؤول. |
Bir yıl sonra ya ulusa sesleniyor, ya da oğlunu hapiste ziyaret ediyor olacaksın. | Open Subtitles | عام واحد من الان ، اما انك ستخدم هذه الامه او تزور ابنك فى السجن |
"Ateşli zaman yolcusu, zaman-yolculuğu hayranını ziyaret ediyor." | Open Subtitles | فتاه تسافر عبر الزمن تزور معجب بالسفر عبر الزمن |
Yılda 100.000'den fazla hacı ziyaret ediyor. | Open Subtitles | يزورها أكثر من 100000 حاج كل عام هل قال والداه اي شيء |
Bana dokunana tek kişi, kalbimin içinde yaşıyor geceleri beni ziyaret ediyor ve bu kişi, birçok asır önce, bir haçın üzerinde öldü. | Open Subtitles | الوحيد الذي يلمسني هو من يعيش في قلبي الذي يزورني ليلاً الذي مات على الصليب قبل قرون |
Geceleri oğlunu ziyaret ediyor, bunu biliyoruz. | Open Subtitles | إنه يزور إبنه في وقت متأخر من الليل نعلم بذلك |
Televizyonunu şu an açanlar için Birleşik Devletler başkanı ilişki yaşadığı kadını ziyaret ediyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | لأولئك الذين قد أتوا للتو رئيس الولايات المتحدة يبدو أنه يزور المرأة |
- Her gün babayı ziyaret ediyor. - O sıkıcı. | Open Subtitles | جون كان يزور ابي في المشفى يوميا |
Az önce çıktı. Hasta bir çocuğu ziyaret ediyor. Nasıl olduğunu bilirsiniz. | Open Subtitles | إنه يزور طفلا مريضا وأنت .. تعرف كيف |
Sen gittikten sonra geceleri karını bir adam ziyaret ediyor. | Open Subtitles | هناك رجل يزور زوجتك* *في الليل أثناء غيابك |
Bir yeğen kendisini seven amcasını ziyaret ediyor. | Open Subtitles | ولد الاخو جاي يزور عمه الي يحبه |
Annem Endonezya'da fakir çocukların ayakkabı yaptığı bir hayır kurumunu ziyaret ediyor. | Open Subtitles | والدتي في أندونسيا تزور عملها الخيري حيثما يصنع الأطفال الفقراء الأحذية |
Bu imkansız. Onunla konuştum. Kelly'nin Sidney'deki annesini ziyaret ediyor. | Open Subtitles | -هذا مستحيل إتصلت بها وفى تزور والدتها فى سيدنى |
Salı ve Perşembe sizinle buluşuyor, ve hafta sonlarında ya üniversite arkadaşlarıyla görüşüyor ya da Yang-pyung'daki teyzesini ziyaret ediyor. | Open Subtitles | هي تُقابلك أيام الثلاثاء والخميس، وفي عطلة الأسبوع تقابل أصدقاء الكلية أو تزور عمّتها في "يانغ بيونغ". |
Dinle. O yavru Gus'ın kızı ve yardım etmiyor, ziyaret ediyor. | Open Subtitles | أسمع، تلك الفاتنة ابنة (جوس) وهي لا تُساعده ولكنها تزور المكان. |
Ayrıca kız arkadaşım ailesini ziyaret ediyor ve TiVo'da "Law Order" kalmadı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن صديقتي تزور والديها وجهاز التسجيل لدي يخلو من حلقات مسلسل "Law and order" |
Yılda 100.000'den fazla hacı ziyaret ediyor. | Open Subtitles | يزورها أكثر من 100000 حاج كل عام |
Geceleri beni ziyaret ediyor. | Open Subtitles | انه يزورني في المساء |
Dost olduğunu söylüyor. Beni her gece ziyaret ediyor. | Open Subtitles | تقول أنها صديقة تزورني كل ليلة. |
Öyleyse neden seni her gece ziyaret ediyor? | Open Subtitles | لماذا يزورك إذن ليلة تلو الأخرى؟ |
Bazı çocuklar ara sıra ailesini ziyaret ediyor. | Open Subtitles | بعض الأطفال يقومون بزياة أبائهم مراراً |