ziyaret için geldiğimde korumalar bana benim kim olduğumu ve ne iş yaptığımı bildiklerini hatırlattı. | TED | عندما وصلت لزيارة ماكغوان، ذكرني الحراس بأنهم يعرفون هويتي وعلى اطلاع بأعمالي. |
- Size içki ikram edemeyeceğim için özür dilerim. - Sosyal bir ziyaret için gelmemiştim, Bay Darby. | Open Subtitles | اسف انني لا استطيع ان اعرض عليك مشروبا انا لم آتِ لزيارة اجتماعية |
Ve senin için de sorun değilse Marcus ziyaret için New York'a gelebilir. | Open Subtitles | و, كما تعلمين, إن كنت موافقةً ماركوس يمكنه القدوم لنيويورك,آه, كما تعلمين, للزيارة |
-Bakın buraya ziyaret için geri gelmek de olabilir. | Open Subtitles | أتعرف، أنا لا أمانع بالعودة هنا للزيارة في وقت ما |
İlk Hanım, dördüncü Hanım sizi ziyaret için burada. | Open Subtitles | الزوجة الأولى إن الزوجة الرابعة هنا لزيارتكِ |
o gün orada ziyaret için gelmiş bir veli vardı, odanın arka tarafında oturuyordu. | TED | كان هنالك أحد الآباء في زيارة ذالك اليوم، و كان جالسا في خلفية القسم. |
Çocuğu ziyaret için hemen gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن تغادر حالاً إذا كنت ستذهب لزيارة مدرسة الصبي |
Bir ziyaret için bizim Memphis'e uçmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون أن نطير بنا إلى ممفيس لزيارة بسيطة |
Hutchinson'dan nefret ettiğim başka bir şey yok ama sanki sadece bu küçük ziyaret için geri dönmeye can atıyorum. | Open Subtitles | أكثر هتشنسون أكثر من أي شئ ولكن أتطلع للعودة اليها فقط لزيارة قصيرة |
Komisyonun yapacağı ziyaret için şehir takımın renklerine boyandı ve sokaklara acayip isimler verild. | Open Subtitles | تكريماً لزيارة المفوض، أعيدطلاءالمدينة.. بألوان الفريق ، وتم تغيير أسماء كل الشوارع بطريقة غريبة |
Prenses Shin, yarınki kraliçeyi ziyaret için hazırlığını bitirdin mi? | Open Subtitles | أميرة شين هل انهيتي إعدادك لزيارة الملكة غداً ؟ |
Evet Bayan Başkan, ...anlaşılan ziyaret için kötü bir gün seçmişsiniz. | Open Subtitles | حسنا سيدتي الرئيسة يبدو أنك اخترت يوما لعينا للزيارة |
Bir ailenin ziyaret için vakit bulması ne zordur bilirim. | Open Subtitles | أعلم كم صعوبة أن تجد العائلة الوقت للزيارة |
Olur da uyanırsa, ziyaret için geldiğini söyleriz. | Open Subtitles | إن استيقظت, سنخبرها أنك أتيت للزيارة من الغابة |
Gerçek şu ki, ziyaret için zamanım olmadı | Open Subtitles | الحقيقة هي أننا لم يتح لنا الوقت للزيارة |
İkinci Hanım, dördüncü Hanım sizi ziyaret için burada. | Open Subtitles | الزوجة الثانية لقد جاءت الزوجة الرابعة لزيارتكِ |
Söylediğim gibi, birkaç yıl önce orada bulunmuştum, ancak o bahsettiğim ziyaret için. | TED | أذكّركم أنّني قد زرته سابقًا منذ بضعة سنوات، لكن في زيارة خاصة. |
Pazar öğleden sonraları ziyaret için iyi bir zaman. | Open Subtitles | مساء الاحد ، يوم ملائم للزيارات |
ziyaret için bir neden gerekliydi Sadece selam vermeye gelmediğini biliyorum | Open Subtitles | احتجت فقط سبباً للزياره الأن , اعرف أنك لم تأتى هنا فقط لتقول مرحباً |
Çocukluğumuzun diyarını tekrar ziyaret için bir gün Kabil'e döneceğini hayâl ediyorum. | Open Subtitles | وأحلم بيوم ما أن تعود إلى كابول" لتزور مرة أخرى أرض الطفولة" |
Sevindim. Ne haber? Buraya sadece ziyaret için mi geldin? | Open Subtitles | هنيئاً لك اذاَ مالجديد، هل جئت لزيارتي فحسب؟ |
Düzenli bir ziyaret için 20 dolar, bütün kızlar dahil. | Open Subtitles | عشرون دولاراً من أجل زيارة روتينية جميع الفتيات مرحب بهن |
Bugün ziyaret için kalmaya vaktim yok. | Open Subtitles | لا وقت لدي لأبقي لزياره اليوم |