Bu zor işi kabul edip, kliniği açmamdaki tek neden gerçekten yardıma ihtiyacı olan insanların var olmasıdır. | Open Subtitles | هذا العمل الشاق سمح لي بأن أتحرك إلى هنا و أفتح هذه العيادة للناس الذين بالفعل يحتاجون المساعدة |
zor işi yapan insanların arkasından gelip bütün emeğin üstüne yatmaya çalışan adamlardan biridir. | Open Subtitles | فمن هؤلاء الرجال ما يحلو لهم يبدو في النهاية واتخاذ الائتمان بعد شخص آخر وقد فعلت العمل الشاق. |
Bütün zor işi senin yaptığını söylemeliyim kızım. | Open Subtitles | علي أن أقولها، يا فتاة أعتقد أنك تقومين بكل العمل الشاق |
Bütün zor işi kendi yapan birisi. | Open Subtitles | هدف يقوم بكل العمل الشاق بنفسه. |
Bir kereliğine de ayrıcalıklı kişi, zor işi yapsın. | Open Subtitles | لندع ذوي الإمتيازات يقومون بالعمل الشاق لمرّة على سبيل التغيير |
- Buradaki bütün zor işi ben yapıyorum. - Işıkları açık bırakmaları ne hoş. | Open Subtitles | أنا أقوم بالعمل الشاق هُنا من اللطيف إنهم تركوا المصابيح |
- Geri gidiyorum zaten nasıl hızlı olayım? zor işi ben yapıyorum. | Open Subtitles | - كيف أسرع و أنا أسير للخلف، العمل الشاق كله علي |
Bunu söylemeliydin, zor işi yapıyordum be. | Open Subtitles | يجب أن قلت ذلك، فمن العمل الشاق سحب لك. |
Bütün zor işi ben yapıyorum. | Open Subtitles | انا اقوم بكل العمل الشاق |
zor işi ben yapayım, ödülü sen al. | Open Subtitles | قمتُ بالعمل الشاق وأنت تأخذ الجائزة |
- Asıl zor işi onlar yaptı. | Open Subtitles | سيقومون بالعمل الشاق |