"zor olduğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يصعب
        
    • صعبة
        
    • من الصعب
        
    • هو صعب
        
    • ربّما هذا شاق
        
    Kiralamak veya satın almak için bir yer bulmanın zor olduğu tek bir şehir varsa orası Sydney'dir. TED إذا كانت هنالك مدينة في العالم يصعب فيها العثور على سكن للبيع أو للإيجار، فهي حتماً مدينة سيدني.
    Bu inşa etmenin zor olduğu senaryolardır, şu anki yapım teknikleri işe yaramaz, çok büyük, çok tehlikeli, çok pahalı, çok fazla parçalı. TED هذه هي السيناريوهات حيث يصعب البناء، ولن تكون تقنيات البناء الحاليّة ناجعة، الأمر ضخم، خطير جدا، مكلف جدّا و به الكثير من الأجزاء.
    Zihnimdeki bu sorular, cevapları zor olduğu için değil, birbirimize karşı dürüst olmamızı gerektirdiği için zor. TED هذه الأسئلة، في رأيي، ليست صعبة لأن الإجابات معقدة ، أنها صعبة لأنها تتطلب منا أن نكون صادقين مع أنفسنا.
    Kendini iyi hissetme konusunda düzgün düşünmek oldukça zor, umarım size de ne kadar zor olduğu konusunda bir fikir verebilmişimdir. TED من الصعب جداً التفكير مباشرة بالرفاهية، وأأمل أن أكون قد أعطيتكم فكرة عن كم هي صعبة.
    Her şeyden önce, sıtmaya dirençli sivrisinek üretmenin çok zor olduğu anlaşılmıştı. TED لسبب واحد فقط، تبيّن أنه من الصعب جداً تخليق بعوضة مقاومة للملاريا.
    Bununla yüzleşmen zor olduğu için üzgünüm ama, gerçek bu. Open Subtitles آسفة، أعلم أنه من الصعب عليكي تقبل هذا، لكنها الحقيقه
    İş bulmanın ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı? Open Subtitles هل لديك أي فكرة كم هو صعب الحصول على عمل ؟
    Bu Kanada'dan ve şiddete meyilli aşırılığı, özellikle küçüklere, açıklamak hayli zor olduğu için hikayeler aracılığıyla sınıf ortamında diyalog yaratma çabası içinde. TED وهو من كندا، ويقصد منه إنشاء حوار في فصل دراسي، باستخدام السرد القصصي، لأن التطرف العنيف يصعب شرحه، خاصة للصغار.
    Hareketlerinin zor olduğu kayalık bir bölgeye. Open Subtitles يلزمنا أرض صخريّة يصعب عليها التحرّك فيها
    Normal erkek fahişe bulmanın ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı? Open Subtitles ألديكِ فكرة كم يصعب إيجاد ذكر عاهر مستقيم؟
    Bunlar genel olarak savaş hâlindeki ülkeler, çalışmanın çok zor olduğu Yemen, Güney Sudan gibi. TED هذه بالأساس الدول التي تعاني من نزاعات... أماكن مثل اليمن، وجنوب السودان... والتي يصعب جدا العمل فيها.
    Evet, elbette kanıtlaması zor olduğu için harika bir tanıyı es geçin. Open Subtitles أجل، من الأفضل أن تتجاهل نظريةً تشخيصيةً رائعة لأنّها صعبة الإثبات
    Şu anda hayatı çok zor olduğu için bana gelebileceğini düşündüm. Open Subtitles حسبت أنها قد تأتي إليّ، لأن حياتها صعبة الآن.
    Ay'a gitmeyi seçtik bu ve diğer kararlarımız bunlar kolay olduğu için değil aksine zor olduğu içindir. Open Subtitles نختار للذهاب إلى القمر في هذا العقد وتفعل أشياء أخرى لا لأنها سهلة، ولكن لأنها صعبة.
    Çünkü bir noktada virüsü silaha çevirmek gerçekten zordu, -- veya zor olduğu düşünüldü-- ama başlıca sebep, geliştirilmesindeki maliyet riski. TED حقيقةً إن عملية التطوير كانت صعبة بشكلٍ جزئي أو أنهم أعتقدوا أنه من الصعوبة بمكان استعمال الفايروس كسلاح ولكن بشكل رئيسي بسبب الخطر المالي المترتب على تطوير هكذا لقاح.
    Bu onunla konuşmanın zor olduğu anlamına da geliyor olabilir. İnsanlar benim hakkımda da hep öyle şeyler söylerler. Open Subtitles يمكن أن يعني انه كان من الصعب الحديث معه يقول الناس اشياء من هذا القبيل عني في كل الأوقات
    Sanırım, o anda özgün ve saf bir şey dinledikleri için. Neyin gerçek neyin reklam olduğunu anlamanın çok zor olduğu bir dönemde. TED وإنما لأنهم يسمعون شيئا صادقا ونقيا في زمن من الصعب فيه أن تفرق بين الحقيقي والإعلان التجاري.
    Bir aileyle ilgilenmenin ne kadar zor olduğu... - ...hakkında hiçbir fikrin yok. Open Subtitles ليس لديك أدنى فكرة، كم هو صعب لتعتني بعائلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more