"zor ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • صعبة
        
    • الصعب
        
    • والمآسي
        
    • وغامض و
        
    • وصعب
        
    • صعب و
        
    Maaşları iyiydi, ama onlarınki zor ve çoğunlukla tehlikeli bir yerde hâlâ izole edilmiş ve zor bir hayat. TED كانوا يتلقون رواتب جيدة، و لكن بالنسبة لهم فهي حياة عزلة صعبة داخل عنصر خطير و شاق على الأغلب.
    Nirvanaya giden yol asla güvenli değil zor ve sarptır. Open Subtitles الطريق إلى السكينة لن يكون امن ابدا لكنها صعبة وحادة
    Gecmise dönmek cok zor... ve sevdiklerinin gerceklerini görmek de zor. Open Subtitles .. من الصعب أن تراجع وتنظر الحقيقة بشان الناس الذين تحبهم
    Evet, uçurması zor ve hayır sana bir tane veremeyiz. Open Subtitles نعم. من الصعب التحليق بها ولا تستطيع الحصول على واحدة
    Ben de zor ve trajik dönemlerde merhamet ve iyilik gördüğümde. Open Subtitles وأنا أرى رحمته تتجلى في أوقات المصائب والمآسي... على من أهم بأشد الحاجة إليها
    Ama deli falan değildi, sadece tatlı, anlaşılması zor ve durgun biriydi. Open Subtitles لكنه لم يكن مجنون فقط لطيف وغامض و بطيء
    Bu çok zor ve de imkânsız. Bunu asla başaramayız. Open Subtitles هذا مستحيل وصعب جداّ، لن نكون قادرين على فعل هذا
    Çok zor ve inatçı bir adamsınız Dr. Hodgins. Open Subtitles أنت شخص صعب و عنيد للغاية أيها الطبيب هوديجنز
    Çok zor ve ben onunla günde birkaç saat geçiriyorum sadece. Open Subtitles إنها صعبة ، و أنا فقط عملت معه لساعات قليلة باليوم
    Şimdi, görüğünüz gibi, zincirlerden kurtulmak zor ve su nefes almayı engelliyor. Open Subtitles والآن ، كما تشاهدون السلاسل صعبة بما يكفي للهرب والمياه تخنق النفس
    Son bir kaç yılımı genelde çok zor ve aynı zamanda bir bakıma tehlikeli durumlara sokarak geçirdim. TED لقد قضيت السنوات القليلة الماضية أضع نفسي في مواقف التي عادة ما تكون صعبة للغاية وفي الوقت نفسه خطيرةٌ لحد ما.
    Anlaşıldı ki e-ticaret çok zor ve pahalı bir şeydi. TED اتضح أن التجارة الإلكترونية كانت صعبة ومكلفة للغاية.
    Bunun nedeni ise, insan anatomisinin zor ve yoğun zaman gerektiren bir konu olması. TED وذلك لأن علم التشريح البشري مادة صعبة وتستغرق وقتا طويلا لتعلَمها.
    Dışarıda olduklarını bilmek zor ve hala bir adım gerideyiz. Open Subtitles من الصعب معرفة ان المجرمين طليقين وما زلنا متخلفين بخطوة
    Anlamak zor ve daha çok soruyu doğuruyor. TED من الصعب أن ندرك ذلك, غير أن هذا يقودنا إلى المزيد من الأسئلة.
    Benim için bu konuda konuşması çok zor ve görünen o ki, bu konu diğer herkese de zor geliyor. O kadar ki, hiç kimse bu konudan bahsetmiyor. TED إنه من الصعب علي أن أتحدت عن ذلك، ويبدو أنه يصعب على أي كان أن يتكلم عن ذلك، لدرجة أن لا أحد يتحدث عن ذلك.
    Ben de zor ve trajik dönemlerde merhamet ve iyilik gördüğümde. Open Subtitles وأنا أرى رحمته تتجلى في أوقات المصائب والمآسي...
    Ama deli falan değildi, sadece tatlı, anlaşılması zor ve durgun biriydi. Open Subtitles لكنه لم يكن مجنون ، فقط لطيف وغامض و ... .
    Bak hasta olduğunu biliyorum, ve bu gerçekten zor ve korkutucu, ama hayattan saklanmak için neden yok. Open Subtitles اسمعي, أعلم أنك تعانين من هذا المرض وأعلم حقا أنه مخيف وصعب جدا ولكن سبب أنه ليس لديك حياة هو أنك تختبئين
    Onları katlamak karışık ve epey zor ve o yatağı her gün nasıl aynı yaptığını çok merak ediyorum. Open Subtitles طيّ الملابس معقد وصعب للغاية وكيف كنتِ تجعلين سريرنا يبدو كذلك كل صباح؟
    Benden istediğiniz şey çok zor ve tehlikeli. Umarım farkındasınızdır. Open Subtitles ما تطلبه منّي صعب و خطير جداً، آمل أن تكون على بيّنة من ذلك
    Do Jin'i ne kadar severseniz sevin, Colin'im gerçekten zor ve rahatsız edici olacaktır herhalde. Open Subtitles مهما كان مقدار حبكِ لدو جين، فكولن سيكون.. صعب و متعب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more