Onu zorladım, beni buraya tıktı. Sana ne yapacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد ضغطت عليه، فزجّ بي هنا، أجهل ماذا قد يفعل بك |
Onu epey zorladım ama sonuç çıkmadı. | Open Subtitles | لقد ضغطت عليه كثيرًا ليتحدّث، لكنه لم يتزحزح |
Birinci sınıftan beri en yakın arkadaşımı erkek arkadaşımla öpüşmeye zorladım. | Open Subtitles | أجبرت لتوي صديقي على تبادل القبل مع صديقتي الفضلى في الإعدادية |
Perişan babasıyla konuşması için çok zorladım galiba. | Open Subtitles | أظن السبب أنني دفعته للتحدث مع والده السيء. |
Senide söylemen için zorladım, ve bu hiç adil değil. | Open Subtitles | ولقد أجبرتك على قوله,أيضًا, وهذا ليس عدلاً. |
Dinle, biliyorum ki, seni kafanın içinde daha gitmeye hazır olmadığın bir yerlere zorladım ve çok üzgünüm, eğer... | Open Subtitles | إسمع , أعلم أننى قد دفعتك للإفضاء عما برأسك , وأنك لم تكن مستعداً للإستمرار |
Hepsi benim hatam. Onu toprak bükemye ben zorladım! | Open Subtitles | إنها غلطتي, لقد أرغمته على إخضاع الأرض |
- Onu silahla zorladım. - Hayır, zorlamadı. | Open Subtitles | لقد أجبرته تحت تهديد السلاح لا ، لم يفعل |
Seni anlayabilmek için kendimi zorladım. | Open Subtitles | حتي لو اجبرت نفسي علي فعل هذا . اردتك ان تفهم |
Diğer hastalarımdan çok daha fazla şeyi anlayabilirsin ve bu nedenden ötürü sanırım seni çok zorladım. | Open Subtitles | بإمكانك أن تفهم أكثر من أيّ من مرضاي ونتيجة لذلك أعتقد أنّني ضغطت عليك |
Benim hatam. Onu çok zorladım. | Open Subtitles | إنها غلطتي لقد ضغطت عليه كثيراً |
Üzgünüm. Benim hatamdı. Seni buna ben zorladım. | Open Subtitles | آسفة، تلك غلطتي فلقد ضغطت عليك |
Evet dedim, beni endişelendiren, konfor alanımın dışındaki şeylere Evet demek için kendimi zorladım. | TED | كل شيء كان يجعلني قلقة، و يخرجني من نطاق راحتي. أجبرت نفسي على أن أقول نعم لها. |
İnsanlarımı sonunda kaybedebileceğimiz bir savaşa zorladım. | Open Subtitles | أجبرت قومي على القتال المعركة قد تكون خاسرة |
Bu tamamen benim suçumdu, tamam mı? Onu beni eğitmesi için zorladım. Bana yardım etmesi için zorladım. | Open Subtitles | أنا المسؤول، دفعته ليدربني دفعته لمساعدتي |
Biliyordum, o yüzden onu ben zorladım. | Open Subtitles | كنت أعرف ذلك ، لذلك أنا دفعته. |
"Her şeyi ben yaptım. Benim fikrimdi ve karımı devam etmeye zorladım." diyeceğim. | Open Subtitles | سأخبرهم أنني الفاعل، أنها كانت فكرتي وأني أجبرتك على فعل ذلك |
Sana inanmadım ve seni yeni bir hikâye uydurmaya zorladım. | Open Subtitles | لم اصدقك , لذلك دفعتك للإتيان بقصه اخرى. |
Gitmek istedi ama ben onu kalmaya zorladım. | Open Subtitles | أراد أن يغادر لكنني أرغمته على البقاء. |
Onu hissetmeye zorladım ve o da buna dayanamadı. | Open Subtitles | لذلك أجبرته على الشعور بها، و لم يستطِع مقاومة هذا |
Fakat böyle yaptıktan sonra, onunla görüşmemeye kendimi zorladım. | Open Subtitles | لكن قبل ان اقوم بذلك اجبرت نفسي على التوقف عن رؤيتها |
Tek bildiğim, kendimi bağırmamak için zorladım... ve mücadeliyi bıraktım. | Open Subtitles | كنت أجبر نفسي على عدم الصراخ. و سرعان ما توقفت المقاومة. |
Seni bir seans boyunca Sienna ile konuşmama izin vermeye zorladım. | Open Subtitles | جعلتك تنتظرني وأنا أتحدّث إلى سيينا خلال الجلسة |
Hector eski bir arkadaşımdı. Onu insan ticareti problemiyle uğraşması için zorladım. | Open Subtitles | لقد كان (هيكتور) صديقاً قديماً لقد ضغطتُ عليه ليتولّى مشكلة الإتجار بالبشر |
Onu alıp götürmesi için resmen zorladım. | Open Subtitles | عملياً، أجبرتها على أخذه معها |
zorladım. zorladım. | Open Subtitles | جازفت مجازفة مستطيرة. |
Düşündüğümden çok ağrıyor. Galiba fazla zorladım. | Open Subtitles | إنه يؤلمني أكثر مما كنت أعتقد أظنني ضغط عليه أكثر من اللازم |
Kendimi biraz zorladım, kabul ediyorum. | Open Subtitles | أعترف أننى كنت أضغط على نفسى بعض الشئ |