"zorlayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • طاقاتنا
        
    • تفرض
        
    • أجبر
        
    • أجبرني على
        
    • أجبره
        
    • يجبرك
        
    Mutlak itaat etmeye zorlayan bir güç. Open Subtitles القدرة على إعطاء الاوامر . القوة التي تفرض الطاعة المطلقة
    Eski şef editörünü senin gibi genç birini gazeteye sokmak için zorlayan oydu. Open Subtitles هو الشخص الذي أجبر رئيس التحرير السابق بوضع تفاهاتك في هذه الصحيفة
    İçindeki tecavüzcü ve benimle cinsel ilişki yapmana zorlayan? Open Subtitles المغتصب الذي يعيش داخلك والذي أجبرني على الممارسه ؟
    Ama onu buna zorlayan kişi hala hayatta. Open Subtitles ولكن الرجل الذي أجبره علي تنفيذ اوامره . مازال على قيد الحياة.
    - Değil! Babama bağlanmaya seni zorlayan olmadı. Open Subtitles اسمع ,أنت من وعدت والدي ولم يجبرك أحد على هذا
    Herhangi birine emir verebilme yeteneği ve mutlak itaat etmeye zorlayan bir güç. Open Subtitles القدرة لإعطاء أمر إلى أي شخص أنها قوة تفرض الطاعة المطلقة
    Mutlak itaat etmeye zorlayan bir güç. Open Subtitles القدرة على إعطاء الاوامر . القوة التي تفرض الطاعة المطلقة القدرة على إعطاء الاوامر .
    Bilim camiasını bununla yüzleşemeye zorlayan adam Edward Lorenz adındaki bir Amerikalı meteorologtur. Open Subtitles أما عن الشخص الذى أجبر العالم على مواجهة تلك النظرية الشاذة عالم الأرصاد الجوية الأمريكى " ادوارد لورينز "
    Beni değiş tokuşa zorlayan Hearst'tü. Open Subtitles لقد أجبر التحويل لي
    Bir çamur doğumluyu, Heorot'un Meclis Başkanı'nı öldürmeye zorlayan Wisdeth'li Scorann'ı öldürmesi için adam tutan biri. Open Subtitles رجل الذي أجبر (ولد الطين) (علي قتل مدير (هيروت) (باين و الذي إستأجرة المرتزقة (لقتل (سكورن
    Beni Japonlarla konuşmaya zorlayan sendin.. Open Subtitles أنت من أجبرني على التآمر مع القراصنة اليابانيّين.
    Beni Japonlarla konuşmaya zorlayan sendin.. Open Subtitles أنت من أجبرني على التآمر مع القراصنة اليابانيّين.
    Bu nefret değil beni burada zorlayan, ama aşk. Open Subtitles كيف لك ان تكرهني ليس الكُره ما أجبرني على القدوم الى هنا ولكن الحُب
    Onu silahı almaya zorlayan bu oldu. Open Subtitles ذلك مـا أجبره على حمـل المسدس
    Resimdeki adamın, onu Luke Bangura'yı ameliyat etmesi zorlayan aynı adam mı olduğunu bilmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن اعرف هل سيتعرف على هذه الشخصية وبأنه هو الذي أجبره على القيام بالعملية الجراحية ل(لوكا بانجورا).. ؟
    Adalet arayışını ya da intikam zevkini anlarım ama seni zorlayan yok. Open Subtitles أنا أفهم التوق إلى العدالة أو فرحة الانتقام الحلو، ولكن لا أحد يجبرك على القيام بذلك،
    Demek istediğim burada olman için seni zorlayan hiç kimse yok. Open Subtitles أعني، لا يجبرك أحد على الوجود هنا
    Demek istediğim burada olman için seni zorlayan hiç kimse yok. Open Subtitles أعني، لا يجبرك أحد على الوجود هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more