Bugün size, yüz yüze geldiğimiz zorlukların gerçek olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | واليوم أقول لكم أن التحديات التي نواجهها هي أمور واقعية |
Sanırım bu sorunu belirlemek için geri adım atmamız ve düşünmemiz gerekiyor. Karşılaştığımız sosyal zorlukların sorunları ve çözümleri üzerine nasıl düşündük ve nasıl anladık? | TED | أعتقد انه ولوضع عنوان لهذا السؤال يجب علينا أن نعود خطوة للوراء ونفكر في كيف فهمنا وتأملنا المشاكل والحلول معاً لهذه التحديات الاجتماعية التي نواجهها |
Değil mi? Ama hepimizin bu zorlukların üstünden gelmesini sağlayan beyinleri var. Tamam mı ? | TED | ولكننا جميعًا نملك أدمغة تسمح لنا، تتنشط لتسمح لنا بالإبحار في الرحلة عبر هذه التحديات. |
En azından zorlukların nasıl hissettirdiğini anlayacaksın. | Open Subtitles | على الأقل سوف تحصل على فكرة ما المصاعب يشعر وكأنه. |
zorlukların üstesinden nasıl geldiğim hakkında bir kompozisyon yazmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أكتب مقالا عن الصعوبات التي واجهتها وكيف تخطيتها |
Hatta kayıpların ve zorlukların masalları bize cesaret veriyor ve sevginin kapılarını açıyor. | Open Subtitles | والمشقة منحتنا الشجاعة وفتحت ابواب الحُب |
- Çok zor olacak. - Bazen zorlukların önüne geçilemez. | Open Subtitles | سيكون مؤلما لا نستطيع دائما تجنب الاشياء المؤلمة |
Sayın yargıç, siyahlar katlandıkları zorlukların ya da hükümetin onlara yaptıklarının ayırdında değiller. | Open Subtitles | يا سيدي، السود ليسوا على دراية بالأعباء التي يتحملونها أو ما تحملهم حكومة البيض |
Ve hemen bu konuyu bırakıyorum, size teknolojiden biraz bahsetmek istiyorum: Teknolojinin niçin muazzam bir fırsat olduğuna inanıyorum; bu zorlukların bazılarına yardım eden çok kuvvetli bir araç. | TED | و عندما أضع ذلك في سياق الكلام، سوف أتكلم لكم قليلاً عن التكنولوجيا: لماذا أؤمن بإن التكنولوجيا هي أداة تمكين هائلة; أداة قوية للمساعدة لحل العديد من تلك التحديات. |
Fakat gerçek şu ki bunu gerçekleştirirken karşılaşacağımız zorlukların yaptıklarımızla değil de içine doğduğumuz maddi durumla daha çok ilgisi var. | TED | الحقيقة أن التحديات لتحقيق هذا الحلم تتعلق أقل بما نفعله وأكثر بوضعنا المالي في المكان الذي نولد فيه. |
Oyun, sadece simülasyonun oluşturduğu zorlukların üstesinden gelmek ile ilgili değil, aynı zamanda yaratıcılık ve kendini ifade etmekle de ilgili. | TED | تعبرُ اللعبة عن الذات، والإبداع، وليس فقط التغلب على التحديات التي تفرضها المحاكاة. |
Tıpkı Kunle ve ekibi gibi şehircilik ve iklim değişikliği gibi büyük zorlukların üstesinden gelmeyi öğreniyorlar. | TED | هنا، يتعلمون مواجهة التحديات الكبيرة مثل التحضر وتغيّر المناخ، كما كان كونلي وفريقه. |
Günümüzdeki diğer tüm büyük zorlukların üstünden gelmek için de zaruridir. | TED | كما أنها ضرورية من أجل التغلب على التحديات الكبرى الأخرى في حياتنا. |
Bu zafer senin bilgeliğini gerektirecek birçok zorlukların bir başlangıcı olacak. | Open Subtitles | هذا النصرِ سَيُقدّمُنا بالعديد مِنْ التحديات الجديدةِ التي سَتَتطلّبُ حكمتَكَ و قراراتك |
Şimdiye dek zorlukların üstesinden geldim. Tatlı sıkıntılı günlere boğuldum. | Open Subtitles | إلى الآن كل التحديات يُمكن التغلب عليها بالمزيد من الأيّام المضجرة. |
Şimdiye dek zorlukların üstesinden geldim. Tatlı sıkıntılı günlere boğuldum. | Open Subtitles | إلى الآن كل التحديات يُمكن التغلب عليها بالمزيد من الأيّام المضجرة. |
Zamanla bu zorlukların sizi daha da güçlendirdiğini nerden gelirse gelsin tehlikeyle yüzleşmeye hazır hale getirdiğini anlayacaksınız. | Open Subtitles | وقت ما، ستدركون أن تلك التحديات تجعلكم أقوى وأنكم مستعدون لمواجهة أي خطر |
Bu zorlukların üstesinden gelmek için bana cesaret ver ve içimi inançlandır. | Open Subtitles | إمنحني الشجاعة للتغلب على تلك المصاعب ولتبث الإيمان بداخلي |
Herkül hikâyeleri, değişik kültürlerden gelen insanların bir araya gelmesi ve büyük zorlukların üstesinden gelen kendi yerel Herkül hikâyelerini paylaşmalarıyla oluşmuştur ve bu insanlar kendi hikâyelerini anlattıkça, kahramanlarının az da olsa diğerlerinin anlattığı kahramanlara benzediklerini fark etmeye başlamışlardır. | Open Subtitles | قصص (هرقل) أتت معاً من أشخاص يلتقون مع بعضهم من ثقافات مختلفة ويتشاركون مع بعضهم قصص أبطالههم المحليين الذى تغلب على العديد من المصاعب |
İnsanlığın, zamanın başlangıcından beri maruz kaldığı zorlukların, hastalıkların ve kayıpların tamamına bir şekilde bağışık olabilirsiniz. | TED | يمكنكم نوعًا ما أن تكونوا في مأمن من كل الصعوبات وسوء الصحة والخسائر التي يصابُ بها كل البشر منذ بداية التاريخ. |
zorlukların üstesinden geldin ve kenar mahallelerden kurtuldun değil mi? | Open Subtitles | يمكنك التغلب على الصعوبات تكون ناجحا من الأحياء الفقيرة |
Aylaklık günleri, zorlukların anısını silmek için çalışıldı. | Open Subtitles | العمل ، ومحاولة محو " " التسيب والمشقة من الذاكرة |
-Çok zor olacak. -Bazen zorlukların önüne geçilemez. | Open Subtitles | سيكون مؤلما لا نستطيع دائما تجنب الاشياء المؤلمة |
İçinde bulundukları durum gözetilmeksizin ta ki saçları ak düşene kadar bütün zorlukların her aşamasında birbirlerini seveceklerine dair Tanrı huzurunda söz veriyorlar. | Open Subtitles | بغض النظر عن حالتهم هذه حتى تشيب رؤوسهم فهم يعدون أمام الله بأنهم سوف يحبون بعضهم البعض عبر تحملهم المشاق |