Bir şeyleri değişime zorluyordum çünkü kendimi kanıtlama ve başarı ihtiyacı beni tüketmişti. | TED | كنت أجبر الأشياء على التغيير لأنني استهلكت للحاجة إلى النجاح أو لإثبات نفسي. |
Sadece sen onların ne kadar iğrenç olduğunu bilmeyesin diye işi bitirmek için kendimi zorluyordum. | Open Subtitles | أنا أجبر نفسي أحيانا على القذف على ذلك الشئ الفظيع حتى لا تتعلمي كم هم مثيران |
Courtney'i benden 50 bin dolar alması için zorluyordum. | Open Subtitles | (و كأن كان علي أن أجبر (كورتني لتأخذ الـ 50 ألف دولار |
O sürekli hayır diyor ama ben zorluyordum ve ne kadar çok para kazanabileceğinden bahsediyordum. | Open Subtitles | وكانت ترفض، وكنت ألح كثيراً أخبرها بمقدار المال الذي ستجنيه |
Dükkanı satması için sürekli onu zorluyordum. | Open Subtitles | حسناً، كنت ألح عليها لبيع هذا المتجر |
En son karışık şarkı aldığımda veren sendin ve dinlesin diye Hilary'i zorluyordum. | Open Subtitles | في آخر مرة كنت أنت من يمزج و أنا كنت أجبر (هيلاري) على الإستماع. |