Muhabirlik, düşündüğümden daha zormuş, ki zaten çok zor olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | إن العمل كمراسلة أصعب مما تصورته وتصورت أنه سيكون صعب جدًا |
Orada iklim zormuş diye duydum. | Open Subtitles | نعم يا سيدى أسمع أن المناخ هناك صعب للعيش فيه |
Tepeye çıkmak çok zormuş. Bu da ne demek acaba? | Open Subtitles | السعود الى أعلى هذا التل يصبح أصعب, ماذا يعني هذا؟ |
Ki belirtmeliyim, bize öğretmenlik yaparken gösterdiğinden çok daha zormuş. | Open Subtitles | والذي بالمناسبة , أصعب بكثير مما تخليتهُ .عندما كنتَ تدرسنا |
Duyduğuma göre şiir yazmak zormuş. | Open Subtitles | إننى أجمع القصيدة و لكن من الصعب توزيعها |
Düşündüğümden çok daha zormuş. Giriş ücretleri, işlem ücretleri, ceza paraları derken elimde çok fazla para toplanıyor. | Open Subtitles | إنه اصعب مما تصورته بين رسم الدخول .. ورسم المعاملات ، ورسم العقوبات ، انا في الحقيقة |
Daha önce hiç ailesi olmamış, ve her şey gerçekten çok zormuş. | Open Subtitles | لم يسبق أن حصل عبى عائلة وقد كان الأمر صعباً عليه |
Bu kadar çok yüz tipinden birini seçmek göründüğünden zormuş. | Open Subtitles | تفاجأتُ بأن الاختيار بين كل هذه الوجوه أمر صعب |
Benimle yaşamak zormuş. Savaşsız yaşayamıyormuşum. | Open Subtitles | قالت باني صعب العيش معي ,قالت باني لم استطع تدبر الحياة بدون تهديد الحرب العالمية |
Ritüelin ötesinde bazı takıntıları oluyormuş ve bazen ilk bakışta bunu anlamak zormuş çünkü yoğunluklarını bir şeye verdiklerinde bu durum geçici bir süre için yok oluyormuş. | Open Subtitles | بعض الهوس بالطقوس وأخمن انه أحياناً يَكون صعب ملاحظته في باديء الأمر لأنهم إذا ركزوا بشدّة جداً على شيء |
Duyduğuma göre hava yüzünden orada iş yaptırmak çok zormuş. | Open Subtitles | سمعت بأنه امر صعب بأن تنجز اي امر هناك بسبب الطقس, أوتعلمون؟ |
- Aslında bir kâbus gibiymiş. - Çok zormuş. | Open Subtitles | أنه فى الحقيقة كابوس أنه امر صعب جدا فى الحقيقة |
Kat danışmanı olmak dışarıdan göründüğünden daha zormuş. | Open Subtitles | أن تكون مستشاراً مقيماً أصعب بكثير مما يبدو عليه, |
En azından benim kimsem vardı. Seninkisi çok daha zormuş. | Open Subtitles | وفى النهاية لدى شخصا ما يبدو وأن حياتك كانت أكثر أصعب |
Vay be, sanırım birini ağlatmak düşündüğümden daha zormuş. | Open Subtitles | رباه، أظن أن دفع شخص ما للبكاء أصعب مما تصورت. |
Üzgünüm. Tony Robbins'i bulmak düşündüğümden zormuş. | Open Subtitles | أنا آسف، يبدو أن الوصول لتوني روبينز أصعب مما تصورت |
Ve hayret gerçekten çok şaşırdım ama size veda etmek düşündüğümden daha zormuş. | Open Subtitles | و لدهشتي فإنه من الصعب ان اقول لكم وداعا أكثر مما توقعت |
Rahatlık veriyor. Beynimi durdurmak çok da zormuş. | Open Subtitles | هذا يدعو للإسترخاء نوعاً، لكن من الصعب اغلاق عقلي |
Her ne kadar bencil olmaya alışmış olsa da, vermekten bu kadar mutluluk duyan insanların arasında açgözlü olmak zormuş. | Open Subtitles | وحتى إذا اعتادت أن تكون أنانية كان من الصعب أن تكون جشعة مع أشخاص يسعدهم العطاء |
Bu suçla savaş işi düşündüğümden de zormuş. | Open Subtitles | انت تعلم,موضوع محاربة المجرمين هو اصعب بكثير مما تصورت |
Sen de, onu beslemek zorunda kalanın sen olacağını söylüyordun. Zaten beni beslemeyi her gün hatırlamak bile yeterince zormuş, öyle diyordun. | Open Subtitles | قلت، ستكونين أنتِ من تُطعمينه، وسيكون صعباً بما يكفي أن تتذكّري إطعامي كلّ يوم. |
- ...sandığımdan daha zormuş. | Open Subtitles | اتضح إن اختراق جدار الحماية كان صعبا قليلا |