Kızlar babalarına her şeyi söylemezler. | Open Subtitles | إن البنات لا يخبرون آبائهن بكل شئ دائماً |
Penelope ve kızlar anne babalarına Queller'ı aratmışlar. | Open Subtitles | بينيلوبي) و الفتيات جعلنَ) (آبائهن يتصلن بـ (كويلر |
Harishchandra, bütün oğulların babaları senin gibi düşünmeye başladığında... kızlar babalarının yanında yük olmayacak. | Open Subtitles | هاريشاندرا جي، لو فكر آباء كل الأولاد مثلك.. لن تكون البنات أعباء على آبائهن بعد الآن |
Bu gruptakiler 13-16 yaş arasında babalarının yanından alınan kızlar. | Open Subtitles | هذه المجموعة مكوّنة من فتيات بين سن 13 و16 عاماً نقلن من رعاية آبائهن |
Bütün kızların babalarıyla aralarında sırları olur. Bu normal bir şey. | Open Subtitles | كل الفتيات لديهن أسرار مع آبائهن هذا شيءٌ طبيعي |
Şu anda kokainden sonra ayılan modeller, babalarıyla sorunları olan barmenler, memeleri büyüdüğü için baleyi bırakan balerinler beklemedeler. | Open Subtitles | الآن هناك عارضات يستيقظن من حفلات الكوكايين الصاخبة ساقيات متعددات الأجناس لديهن عقد نفسية من آبائهن, راقصات باليه سابقات إضطررن للإعتزال |
babalarının isimlerini bulup iş yerlerine bakarız, işe gitmeyenleri öğreniriz. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} جدوا أسماء آبائهن وتحققوا من أماكن عملهم ومن تغيّب منهم |
(Alkışlar) Ve bu yüzden bu kızların babalarıyla aralarında bir bağlarının olması benim için inanılmaz önemli, özellikle demir kapılar ve dikenli tellerle ayrılmış olanlar. | TED | (تصفيق) و لهذا فإن هذا الأمر بغاية الأهمية بالنسبة لي ، للتأكد ان هؤلاء الفتيات في حالة تواصل مع آبائهن. خصوصا اولئك المنفصلين بسبب الأسلاك الشائكة أو الأبواب المعدنية. |