| - Bu Abbott ve Costello arasında. Bunu yaptığında komik olmuyorsun. | Open Subtitles | إنه مشهد بين آبوت وكستيلو حينما تفعلها أنت لا تكون مضحكاً |
| Öyle ki, beni elimde röportajın kasediyle yanına götürtmeyi ve George Abbott'un gerçekten konuştuğunu ispat ettirmeyi başardı. | TED | ثم جعلتني أُظهِر الشريط المسجل للمقابلة لأثبت أن جورج آبوت يمكنه حقا الكلام. |
| Sayın yargıç, sıradaki tanığımız Troy Abbott kayboldu | Open Subtitles | سيادة القاضي ، شاهدي القادم تروي آبوت إختفى. |
| Abbot Kinney'deki sikici bir yere gitmedigimiz iyi olmadi mi? | Open Subtitles | ألست سعيدة أننا لم نذهب لمكان ممل في آبوت كيني؟ |
| Abbott'ın CId ifadesini kabul ettiniz. | Open Subtitles | لقد اقريت اعترافات آبوت في تحقيق السي آي دي |
| Bourne intikam için geri dönüyor, Abbott'un itirafını kaydediyor sonra da Abbott intihar ediyor. | Open Subtitles | يَرْجعُبورنللإنتقامِ، الأشرطة آبوت إعتراف وآبوت يَنتحرُ. |
| Abbott'un annesi bu apartmanın sahibi olarak görünüyor ama kadın altı ay önce ölmüş. | Open Subtitles | والدة آبوت على القائمة كانت مالكة الشقة ولكن توفيت قبل ستة أشهر |
| Abbott'un kızı saklayabileceği gözden kaçırdığımız yerler hakkında ipucu olup olmadığına bakmak için. | Open Subtitles | لنرى إن كان هنالك أي دليل لم ننتبه له مثل أين آبوت يحتفظ بالفتاة |
| "Adam Kemper Samuel Abbott'la, namı diğer Balon Adam'la geçirdiği süre boyunca işlenilen tüm suçları için yargılanmadan muaftır." | Open Subtitles | لآدم متكاملة وهو لديه حصانة ضد أي جريمة إقترنت بسامويل آبوت رجل المنطاد |
| Bu sabah deriyi, Samuel Abbott'ın DNA'sı ile karşılaştırdık. | Open Subtitles | لقد قارنناها هذا الصباح مع الحمض النووي لسامويل آبوت |
| Samuel Abbott'la geçirdiğin süre boyunca işlenilen tüm suçlar için. | Open Subtitles | للجرائم التي إرتكبتها مناصفةً مع سامويل آبوت |
| Profesör Abbott'ın ailesi eşyalarından hiçbirini istemiyor mu? Ailesi olduğunu sanmam. | Open Subtitles | ألا ترغب عائلة البروفيسور آبوت بأي من أغراضه؟ |
| Profesör Abbott'ın ömrü boyunca çalışıp başarıya yaklaştığı bir şey var mıydı? | Open Subtitles | إذاً، أكان هناك أي شيء عمل عليه البروفيسو آبوت خلال حياته اقترب من أن يكون إنجازاً؟ |
| Aramızdan biri ilk büyük buluşunu bulduğunda bu şampanya şişesini açıp Profesör Abbott'a kadeh kaldırarak kutlayacağız. | Open Subtitles | عندما يُقدم أحدنا على إنجاز ضخم، سنحتفل من خلال فتحنا لقارورة الشمبانيا هذه و نقدم نخباً للبروفيسور آبوت. |
| Eve Abbott'tan Costello'yu bile ister. | Open Subtitles | "إيف" ستطلب من "آبوت" أن يمنحها "كوستيلو". |
| Bir gece yarısından sonra, Dennis Abbott ile Le Ralee'de harika bir yemek yiyoruz. | Open Subtitles | في وقت ما بعد منتصف الليل أنا و " دينيس آبوت " سنتناول |
| Lloyd Abbott şehirdeki en zengin insan değilidi ama öyle görünüyordu çünkü 3 güzel kıza sahipti: | Open Subtitles | لم يكن " لويلد آبوت " الرجل الأغنى في المدينة لكنبدىعليهذلك .. |
| kim olduğu bilmiyordum, bana "George Abbot'u konuşturdun mu?" | TED | و لم أعرف من هي، وقالت، "هل إستطعت جعل جورج آبوت ينطلق في الحديث؟" |
| Kes şunu! Abbot ve Castello gibi olduk. | Open Subtitles | حسناً، توقّف سنتحوّل إلى آبوت وكوستيلو |
| - Başrahip Eadred çok açık konuşuyorsunuz! | Open Subtitles | (آبوت إيدريد) ، إنّك تتحدث بوضوح أكثر من اللآزم |
| Bu çocuk Alaska'dan Aput Kunayak. | Open Subtitles | هذا الولد من ألاسكا آبوت كونايك |
| Tuck haklı. Baş rahip varken bize asla inanmazlar. | Open Subtitles | -توك) محق،لن يصدقونا أبداً خصوصاً بعد ما قاله،(آبوت) ) |
| Bizim için çıkardığı fermanı kaldırması için Baş rahibe ulaşmalıyız. | Open Subtitles | يجبُ أن نذهب لـ(آبوت) لكي يلغي اللعنة التي لعننا بها |
| Haley'de Abbotların keşfi neredeyse herkes için önemli birşeydi ve hala yapıyorlardı. | Open Subtitles | لكن بدى لي اختراعات " آبوت " كان شيء جميع سكان " هيلي " أيضاً يفعلونه ومازالوا |
| Dün gece Kirklees'in baş rahibi gelip benden yardımımı istedi. | Open Subtitles | ليلة أمس،قدم (آبوت) إليّ و تطلب مني مساعدته |