Paniklemeni istemem ama bazen bunalım başka bir şeyin işareti olabilir. | Open Subtitles | لكن أحياناً يكون الإكتئاب إشارة إلى أنّ ثمّة شيء آخر يحدث |
onlara inanıyor bile olabilirsiniz ama sizde başka bir şey var. | Open Subtitles | ربما أنت حتى تؤمن بها ولكن هناك شيء آخر يحدث معك |
Ya da burada başka bir şeyler olması mümkün müydü? | TED | أو هل من الممكن أن يكون هناك شيء آخر يحدث هنا؟ |
- Amerikan uzay programında bir başka ilk daha. Dinle... bazı şeyleri gözden geçiriyordum, | Open Subtitles | هذا شيء آخر يحدث للمرة الاولى في تاريخ برنامج الفضاء الأمريكي |
Yani, ya gerçekten kötü birisin ya da başka şeyler var. | Open Subtitles | . أنا أعنى ، اما أنكى شريره جداً أو أن هناك شئ آخر يحدث |
Demek ki, başka bir salgın başlamadan kaynağı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا، يجب أن نجد المصدر قبل تفشي آخر يحدث |
Evet, ama söyleyiş şekli- sanki başka bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | نعم ولكن الطريقة التي تحدثت بها كان هناك شيئا آخر يحدث بينهما |
Bazen insanlar belli bir şekilde davranırlar çünkü buna sebep olan başka bir şey vardır. | Open Subtitles | أحيانأً يتصرف الناس بطريقة معينة بسبب شيء آخر يحدث في الخفاء |
Sanki başka bir şeyler varmış gibi aynı anda seni hem ileri iten hem de çevreleyen bir şey varmış gibi gelir. | Open Subtitles | تبدو وكأن ثمة شيء آخر يحدث شيء ما يدفع المرء إلى الأمام ويحيط به في آن واحد |
Kesin hayır diyemem ama bence başka bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | هذا ليس مستبعدا بالكامل، لكن أعتقد أن هناك شيئ آخر يحدث هنا. |
Biliyorum Pete ama içimden bir ses başka bir şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | .. أدرك ذلك بيت . لكن حدسي يخبرني ان هنالك شيء آخر يحدث |
Ama bütün bu oradan oraya koşturmalar, bana başka bir şeyler döndüğünü hissettiriyor. | Open Subtitles | ولكن كل مايحدث لك مؤخرا احساسي يقول بأن شيئا آخر يحدث |
başka bir şey söz konusu olsaydı, tehlikede olduğumuzu düşünselerdi söylerlerdi. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء آخر يحدث وإذا اعتقدوا أننا في خطر, فسيخبروننا |
başka şeyler olursa da soğukkanlı kalacaksın. | Open Subtitles | إذا كان أي شيء آخر يحدث أنت فقط، والسماح لها لفة من ظهرك. |
Bizim peşimize gerçekten düşmüş olanlar saklanıyor. başka bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | من يطاردونا حقًا، إنهم في الظلال هنالك شيء آخر يحدث |
Sanki başka bir şeyler varmış gibi aynı anda seni hem ileri iten hem de çevreleyen bir şey varmış gibi gelir. | Open Subtitles | تشعركِ بأنها شيئاً آخر يحدث شيئاً يدفعكِ للأمام ويحيط بكِ بنفس الوقت |
Biliyorsun, başka hiçbir şeyin olmadığı durumlarda. | Open Subtitles | كما تعلم، فى مثل هذة حالات .حيث لا شيء آخر يحدث |
Annenle ilgili yaşadıklarını irdelemeyeceğim eğer gerçekten seni şu an etkileyen başka bir şey yoksa? | Open Subtitles | سأتجاهل القنبلة التي رميتها بخصوص والدتك إن وعدتني أنه لا يوجد شيء آخر يحدث معك الآن |
Eğer başka bir sorun varsa bana anlatabilirsin. | Open Subtitles | إذا كان هُناك شيئاً آخر يحدث ، يُمكنكِ إخباري به |
Fakat şehrimde başka bir şeyler oluyordu ve tüm metropol çevresinde ve Birleşik Devletlerin çoğu metropol alanında cinayet oranı hızla yükselmeye başladı. | TED | ولكن كان هناك شيئ آخر يحدث لمدينتي وجميع المناطق المأهولة القريبة من المدينة، وأغلب المناطق المأهولة في الولايات المتحدة، وهو أن معدل جرائم القتل بدأ في الإرتفاع بشكل كبير. |