Bak, baba, Bay Arlen'e olanlara çok üzüldüm. | Open Subtitles | النظرة، أبّ، أنا آسف على الذي حدث إلى السّيد آرلن. |
Kurban, Arlen Sacks 72 yaşında. | Open Subtitles | إنّ الميّت آرلن يطرد، بعمر 72 الناظر للعقار |
Bu, Doggett'ın araştırdığı cinayetin kurbanı Arlen Sacks. | Open Subtitles | هذه أكياس آرلن ضحيّة القتل دوجيت كان يحقّق فيه. |
Arlen, bana bazı kitapları satmaya çalışmıştı ama ben bunları ödeyemezdim. | Open Subtitles | آرلن) حاول أعادة بعض الكتب وكنت غير قادر على دفع ثمنها |
Bayan Arlen, kurtardığınız kadın, yaklaşık iki saat önce kendine geldi. | Open Subtitles | السيّدة (آرلن)، المرأة التي أنقذتها أفاقت منذ حواليّ ساعتين |
Böyle bir şeyin Arlen Faber için kolay olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | أعتقد بأن أمر سهل سكون سهل على آرلن فايبر) |
O, "Zor zamanlar geçiriyorlar, Arlen. | Open Subtitles | لقد قال بأن سيكون ليديهم وقت صعب (يا (آرلن |
Ve arkadaşın Arlen'in bugün burada konuşma yapacağını söyledi. | Open Subtitles | ولقد قالت بأنك ستكون المتحدث عن (آرلن) هذا الصباح |
- Kitabına bayılıyorum, Arlen. - Harikasın, Arlen. | Open Subtitles | (لقد أحببت كتابك يا (آرلن - (لقد أذهلتنا يا (آرلن - |
Bu yüzden Arlen Specter* parti değiştirmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | لهذا تحتم على (آرلن سبكتر) تغيير الأحزاب |
Arlen Faber hakkındaki bütün gerçekleri ortaya çıkarmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد عمل برنامج عرض (عن (آرلن فايبر |
Arlen Faber seninle konuşmayacak. | Open Subtitles | آرلن فايبر) لا يريد التحدث معك) |
Arlen Faber röportaj vermez. | Open Subtitles | (آرلن فايبر) لا يجري أية مقابلات |
Çünkü Arlen Faber, yaratanın kendisiyle doğrudan bağlantı içinde. | Open Subtitles | (لأن (آرلن فايبر متصل مباشرة *****مع |
Arlen, son 20 senedir ortaya çıkmaman, imza günü yapmaman gibi her türlü sorumsuzluğuna göz yumduk. | Open Subtitles | آرلن) , لقد جعلتك تخرج من كل) ...مسؤولية كل مواجهة , كل كتاب موقع لـ20 سنة مضت |
Arlen Faber'in yaşadığı yeri biliyor musunuz? | Open Subtitles | - هل تعرف أين يعيش آرلن فايبر )؟ |
- Selam, Arlen. - Selam, Alex. | Open Subtitles | (مرحباً، (آرلن - ( مرحباً، (أليكس.- |
Evet, Arlen. Ona içecek bir şeyler getir. | Open Subtitles | نعم ( آرلن ) أحضر له شيء ليشربه |
- Hoşçakal, Arlen. - Güle güle. | Open Subtitles | (إلى ألقاء يا (آرلن - إلى ألقاء |
Tamam, Arlen Her neyse söyler misin artık? | Open Subtitles | حسناً (آرلن)، هات ما عندك. |