| İçki dükkanın için üzgünüm, ama o bizim yapacağımız iş değil. | Open Subtitles | آسفة بشأن المتجر. ولكن هذا العمل لا يناسبنا |
| Geçen gece için üzgünüm. Hastanede çok meşguldüm. | Open Subtitles | آسفة بشأن ليلة البارحة واجهة مشكلة في المستشفى |
| Dün gece için üzgünüm. Ziyaretimi abarttım. | Open Subtitles | آسفة بشأن ليلة أمس لقد بالغت في زيارة الترحيب |
| Geçen gün için özür dilerim. Kalbini kırdıysam da özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة بشأن ذلك اليوم آسفة إن كنت جرحت مشاعرك |
| Olanlar için çok üzgünüm ama senin kişiliğine bir saldırı değildi. Sadece bir hataydı. | Open Subtitles | آسفة بشأن ما حدث لكن لم يكن هجوماً شخصياً عليكِ |
| Kelepçeler için kusura bakma, ama iş yapıyoruz hiç olmazsa. | Open Subtitles | آسفة بشأن الأصفاد ولكن أقلّها نحن في درجة رجال الأعمال |
| - Annen için üzüldüm. - Sağol. | Open Subtitles | آسفة بشأن والدتك شكراً |
| İşte burada. Karışıklık için üzgünüm. Mektup daha iyi açıklayacak. | Open Subtitles | ، ها هو ، آسفة بشأن المجادلة الرسالة ستفسر الأمر افضل |
| - Muamele için üzgünüm. Ama başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | آسفة بشأن ذلك الاختطاف المسرحي لكن لم يكن هناك بديل |
| Gördüğün muamele için üzgünüm, ama başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | آسفة بشأن ذلك الاختطاف المسرحي لكن لم يكن هناك بديل |
| Hey, bak dün gece için üzgünüm. Humphrey çok kabalık etti. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن الليلة الماضية همفري كان غريبا للغاية |
| Bak dün gece için üzgünüm Humphrey kabalık etti. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن الليلة الماضية همفري كان غريبا للغاية |
| Kardeşin için üzgünüm, Fakat başka yolu yok. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن أخيك , لكن ليس هناك سبيل آخر |
| Bu gece için özür dilerim. Benim hakkındaki düşüncelerin doğruydu. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن الليلة لقد كنت محقّاً بشأني |
| Uyarılarım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن النقص في الممرضات إحدى الممرضات مرضت و اضطرت للمغادرة |
| Değneğim için özür dilerim, kalçam yeni iyileşiyor. | Open Subtitles | انا آسفة بشأن العصا, و لكني خضعت مؤخرا لتبديل الخصر |
| Onun için de çok üzgünüm. Söylediğim her şey için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أجل, آسفة بشأن ذلك آسفة بشأن كلّ شيء قلته لكِ. |
| Tanrım, hem de ne eğlence. Ağzımdan kaçan trafik cezası için kusura bakma. | Open Subtitles | ممتعاً جداً, آسفة بشأن زلة اللسان بخصوص المخالفة. |
| İşin için üzüldüm. | Open Subtitles | آسفة بشأن المدرسة |
| Söyledikleri için üzgün ve barış için edepsiz havucu uzatıyor. | Open Subtitles | إنها آسفة بشأن ما قالته وقدمت الجزرة البذيئة كعربون محبة |
| Dağınıklık için Kusura bakmayın ama Yargıtay hapisteki aşırı yoğunluğun yasalara aykırı olduğunu yeni onadı. | Open Subtitles | آسفة بشأن الفوضى، لكن المحكمة العُليا قضت مُؤخراً أنّ اكتظاظ السجون أمر غير دستوري. |
| Bu konuda üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة بشأن ذلك |
| Dağınıklığın kusuruna bakma. Çöp atma alışkanlığım yoktur pek. | Open Subtitles | آسفة بشأن هذه الفوضى إنني لست جيدة بالتخلص من هذه الأشياء |
| Audrey, baban için çok üzüldüm. Sana birkaç kutu bıraktım. Layla'nın da mamasını verdim. | Open Subtitles | آسفة بشأن والدكِ يا "أودري" تركت لكِ "بعض الصناديق وضعي الطعام لـ"ليلا |
| Julie, Will konusunda üzgünüm. O benim de arkadaşım. | Open Subtitles | جولي، أنا حقاً آسفة بشأن ويل لكن هو صديقي أيضاً |
| Tekrar, işlerin bu şekilde olmasından dolayı üzgünüm. | Open Subtitles | مرةً أخرى، أنا آسفة بشأن ماآل إليه الأمر |
| Sana hakaret eden adam adına özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة بشأن ذلك الرجل القبيح الذي قام بإهانتك |