Ama kusura bakma da, kesiliyorsa o yaban mersinli jöledir. | Open Subtitles | لكني آسف , إن قمتِ بتقطيعها أنه هلام التوت البري |
İrkilttiğim için kusura bakma. Kitaplarımı arıyorum. | Open Subtitles | آسف إن كنت فاجأتك و لكني أبحث عن معدات الإتصالات الخاصة بي |
Geç kalmasına sebep olduysam kusura bakma ama kahvaltısına oynadık o yüzden ısmarlamak zorundaydım. | Open Subtitles | آسف إن كنت قد أخرته، لكننا تراهنّا على الفطور لهذا اضطررت لشراء الفطور له |
Sana karSi kötü davrandigim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف إن كنت تعصّبت عليك في الفترة السابقة |
Seni kızdırdığım için üzgünüm Dale, ama bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنا آسف إن كان هذا يغضبك يا دايل ولكنك تعرف أنها الحقيقة |
- Kaba davrandıysam kusuruma bakma. - Hiç de değildin, iştesin sonuçta. | Open Subtitles | ..ــ أنا آسف إن كنت تصرفت بفظاظة ــ كلا، لا بأس، فهذا مكان عملك |
Eğer orada üzerine çok geldiysem kusura bakma. Birilerini kararları vermesi gerek. | Open Subtitles | آسف إن تعاملت بقسوة هناك استوجب أن يتخذ أحد القرارات |
Espri anlayışımız uyuşmuyorsa kusura bakma. | Open Subtitles | آسف إن كنت لا أثق بحسّ الفكاهة لديك |
Mizah anlayışını benimsemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف إن كنت لا أثق بحسّ الفكاهة لديك |
- Rahatsız ettiysem kusura bakma. | Open Subtitles | أوه، أنا آسف إن كان هذا وقت سيء |
Hızlı konuştuysam kusura bakma hayatım. | Open Subtitles | آسف إن كنت بارداً بعض الشيء اليوم |
Hey, ahbap, seni korkuttuysam kusura bakma. | Open Subtitles | يا رجل، آسف إن كنت أخفتك. |
İğneleyici konuştuysam kusura bakma. | Open Subtitles | آسف إن كنت أبدو ساخراً |
Uygunsuz bir zamansa, kusura bakma. | Open Subtitles | آسف إن كان الوقت غير مناسب. |
Beni böyle gördüğün için kusura bakma. | Open Subtitles | أنا آسف إن كنت رأيتني بهذا الشكل! |
- Rahatsız ediyorsak kusura bakma. | Open Subtitles | آسف إن كنا نقاطع شيئاً |
Seni sıktığım için kusura bakma Brooks. | Open Subtitles | حسنا، آسف إن كنت أشعركِ بالملل، (بروكس). |
Sevgilin aptalın teki olduğu ve geçmişini kabullenemediği için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف إن كان خليلك أحمقًا ولا يستطيع تحمل ماضيك. |
Olayı biraz dramatize ettiğim ve yaptığım iğrenç şeyler için üzgünüm. | Open Subtitles | و أنا آسف إن تحولت لشخص عنيف و ارتكبت بعض الأمور البغيضة |
Sizi ivedilikle uğurladığım için üzgünüm ancak yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | آسف إن أخرجتكم بأقصى سرعة، لكن لدي عملاً أقوم به. |
Hiçbir şey olmadı. Ama seni yanılttıysam kusuruma bakma. | Open Subtitles | لم يحدث شئ، لكننى آسف إن كنت قد ضللتكِ |
Dinle Ramon, geçen gün seni gücendirdiysem, kusuruma bakma. | Open Subtitles | أصغ يا (رامون), بشأن حادثة أول أمس، أنا آسف إن كنت قد أسأت لك |