Çoğu genç mahkum gibi Aki de kampını terk etmeye kararlıydı. | TED | وكمثل العديد من المعتقلين الصغار، أصرت آكي على مغادرة معسكرها |
Aki'nin ailesi evlerini ellerinde tutmayı başardılar ve Aki okulu bitince sonunda Seattle'a döndü. | TED | استطاعت عائلة آكي المحافظة على منزلهم وأخيراً عادت آكي إلى سياتل بعد الجامعة. |
Aki, Seattle’da ilk ırklar arası işçi sendikalarından biriyle iş buldu ve Irksal Eşitlik Kongresi organizasyonuna katıldı. | TED | وجدت آكي عمل في أول مجتمع عمالي متعدد الأجناس في سياتل وأنضمت لمؤتمر المساواة العنصرية |
Yapacağım bir cihazı Aki'nin göğsündeki plakaya takıp, 8. ruhu alırız ve... | Open Subtitles | يمكنني تركيب جهاز يرتبط بلوحة صدر "آكي" لجذب الروح الثامنة، و عندها.. |
* Aki=Hiroşima'nın eski adı * | Open Subtitles | لهذا السبب تركت دولة آكي .على آخر سفينة متجهة إلى إيدو |
Üzgünüm, Aki, ama bizimle gelmesine izin veremem. | Open Subtitles | أنا آسفة آكي, لكنني لن أسمح لكِ بأن تأتي معنا. |
Geri kalanı Aki gibi Amerikan vatandaşı olarak doğmuştu. | TED | والباقيين وُلدوا كمواطنين أمريكيين مثل"آكي" |
Mayıs ayında ordu Aki'yi, ailesini ve Seattle’da yaşayan 7.000’den fazla Japon-Amerikalıyı, Puyallup, Washington'daki "Camp Harmony"ye gönderdi. | TED | في مايو، نقل الجيش آكي وأسرتها مع أكثر من 7000 أمريكي ياباني يعيشون في سياتل إلى معسكر"هارموني" في بويالوب، واشنطن |
Sonraki aylarda, ordu Japon-Amerikalıları Batı ve Güney'in ıssız bölgelerindeki uzun dönemli kamplara yerleştirdi. Aki ve ailesi, Idaho'nun güneyindeki Minidoka'ya taşıdı. | TED | بعد عدة أشهر، نقلهم الجيش إلى معسكرات دائمة لأماكن معزولة في الغرب والجنوب انتقلت آكي وعائلتها إلي مينيدوكا جنوب إيداهو |
Bu özürden 3 yıl sonra Aki Kurose, Birleşmiş Milletler'in Seattle kolunca barış vizyonu ve her türden insana olan saygısını kutlayarak İnsan Hakları Ödülü'ne layık görüldü. | TED | بعد ثلاث سنوات من هذا الإعتذار حصلت آكي كورس على جائزة حقوق الإنسان من مقر الأمم المتحدة في سياتل احتفالاً برؤيتها للسلام والاحترام لكل البشر من مختلف الخلفيات. |
Aki, Dr. Sid, Quatro'yu hazırlayın. | Open Subtitles | "آكي" و دكتور "سيد"، جهـِّزا الجهاز الرباعي |
İzin ver bunu yapayım, Aki. Güven bana. | Open Subtitles | دعيني أقوم بهذا الأمر، يا "آكي"، ثقي بي! |
Bu, Edo'ya giden son gemiyle... Aki'den ayrılmama sebep oldu. | Open Subtitles | آكي هو الأسم الأول لولاية هيروشيما. |
Aki Kaurismaki'yi bilir misiniz? | Open Subtitles | - أوه. - هَلْ تَعْرفين عملَ آكي كورسماكي؟ |
7 Aralık 1941'de 16 yaşındaki Aki Kurose, Japon uçakları Pearl Harbor'a saldırdığında milyonlarca Amerikalıyla aynı korkuları paylaşmıştı. | TED | في 7 ديسمبر من عام 1941 شهدت"آكي كروس" ذات ال16 عاماً الرعب الذي اجتاح ملايين الأمريكان عندما هاجمت الطائرات اليابانية "بيرل هاربر" |
Seattle’da Akiko Kato olarak doğan Aki, saldırıdan bir gün öncesine kadar bir öğretmen ona "Siz Pearl Harbor'u bombaladınız" deyinceye kadar kendini Amerikalıdan başka bir şey olarak düşünmediği bir muhitte büyüdü. | TED | ولدت"أكيكو كاتو" في"سياتل"، ترعرعت "آكي" في حي متنوع حيث لم تتوقع أنها أي شيء آخر سوي أمريكية حتي اليوم التالي للهجوم، حين قالت لها المعلمة: "أنتم من فجر بيرل هاربر" |
Ancak hükümet banka hesaplarını dondurup sokağa çıkma yasağı gibi yerel kısıtlamalar getirdiğinden Aki'nin ailesi de aralarında olmak üzere birçok aile iç bölgelere göçemedi. | TED | وعلى الرغم من تجميد الحكومة لأرصدة البنوك وفرض قيود محلية كحظر التجول لم يستطع العديد منهم المغادرة -كانت عائلة آكي من ضمنهم- |
Antilles'e getirilen köleleri besledi. "Aki, pirinç, tuzlu su balığı güzeldir" diyen "Jamaica Farewell" şarkısı, Kuzeydoğu Kanada'dan gelen tuzlu su morinalarına verilen önemin nişanesidir. | TED | أطعمت العبيد احضرت الى الجزر الهندية اغنية "وداعا جمايكا" آكي السمك المالح مع الرز لذيذ هو شعار الأهمية لسمك القد من شمال شرقي كندا |
Aki, sadece altı ruhla savaşıyor. | Open Subtitles | "آكي" تناضل بستة أرواح فقط من الثمانية |
Tamam, işte. Ah... Aki. | Open Subtitles | حسناً, هنا. اسمي آكي. |