Ve işte. Onun daha iyi olacağını umarak ameliyat ettik. Bilmiyorduk. | TED | فهكذا كان. قد أجرينا العملية عليه آملين أن يتحسن. لم نكن نعلم. |
Adam'ın bize yol göstermesini umarak zihnimi temizleyip kalbimi açtım. | Open Subtitles | آملين بأن آدم سوف يقودنا إلى الأمام لقد صفيت ذهني وفتحت قلبي |
Tırmanmak için iyi bir hava değil, bu yüzden dağcılar bekleyip rüzgarın dinmesini umuyorlar. | TED | ولم يكن الطقس مناسباً للتسلق لذا إنتظر المتسلقون آملين أن تتوقف الرياح عن الهبوب |
V'lerin tedavi edebildiği 65 hastalık için insanlar merkezlere gidip kendi mucizelerini umuyorlar. | Open Subtitles | من المرضى المصابين بأحد ال65 مرضا التى يمكن للزوار علاجها يزدحمون بكثافة على تلك المراكز آملين فى حدوث معجزة |
umuyoruz ki bir gün, acılarını azaltıp yaşamlarını uzatabiliriz. Pankreas kanserini tamamen tedavi edilebilir bir hastalık hâline getirebiliriz. | TED | آملين الوصول لليوم الذي نكون قادرين على تخفيف آلامهم، و تمديد حياتهم وربما جعل سرطان البنكرياس مرضا قابل للشفاء. |
Gizlenerek, şehirden değilmişiz gibi giyinip suçlunun bizi aracına almasını umacağız. | Open Subtitles | سنتخفى في هيئة غرباء عن المدينة آملين أن يوصلنا هذا الرجل |
umarım ki; bu teknoloji gelecekte daha fazla insanın hayatını kurtarmamızı sağlar. | TED | آملين أن تمكننا هذه التقنية من زيادة عدد هؤلاء الناجين في المستقبل |
Ya da üstünkörü, bir kerelik bir yaklaşıma başvurarak kriz biter bitmez normal hâllerine dönmeyi umut edecekler. | TED | أو سيتخذون مقاربة واحدة سطحية آملين بالعودة إلى أعمالهم كالعادة حالما تنتهي الأزمة. |
Her gün siz insanlar bana gelip ruhunuzu açıyorsunuz ne yapacağınızı söylemem umuduyla. | Open Subtitles | في كل يوم تأتون و تفتحون قلوبكم آملين أن أملي عليكم ما تفعلونه |
Bir avuç pirinç atıyorum, kardeşim, pirinç tarlası olacağını umarak. | Open Subtitles | ننثُر بعضاً من الأرز، آملين فى حقل من الأرز |
ARTIK LISTE ICIN ENDISELENMEME GEREK YOKTU, CUNKU ARKADASLARIM KARMA'NIN BENI IYILESTIRMESINI umarak, LISTEYI HALLEDIYORLARDI. | Open Subtitles | وما كنتُ لأقلق بشأن تحضير لائحتي لأنّ أصدقائي تولّوا الأمر آملين أن تساعدني العاقبة الأخلاقية على أن أتحسّن |
Yunanlar, rüyalarından anlamlar çıkarabilmeyi umarak tapınaklarda uyurdu. | Open Subtitles | اعتاد اليونانيون أن يناموا في حُجرات المعبد آملين أن يستقبلوا الفِطنة في أحلامهم |
Çünkü biz yalnızca, aklından geçenlerin, kendi yaşamlarımız açısından olumlu şeyler olmasını umarak sana destek veriyoruz. | Open Subtitles | لأننا جميعًا نجري خلفك معصبين أعيننا، آملين بأن ما ستقرره صائبًا لحياتنا. |
Buraya dostça bir çözüm bulacağımızı umarak gelen... insanlar için de ne büyük bir rahatlama oldu, değil mi? | Open Subtitles | و تعلم يـالهـا من راحة لكـل هؤلاء النـاس الذين أتـوا إلى هنـا آملين أن نجـد حلا وديـا لهذا ، صح ؟ |
Bütün gece ona rastlamayı umarak gezemeyiz. | Open Subtitles | لا يُعقل أن نجوب طوال الليل آملين أن نلمحه. |
- Dava mahkemeye taşınmadan önce ölmemi umuyorlar. | Open Subtitles | آملين ان اموت قبل ان تصل القضية للمحكمة بالضبط |
İnsanlar panik haldeler ve bunun sona ermesini sonra da tekrar eve dönmeyi umuyorlar. | Open Subtitles | الناس يزحفون فقط في المدينة آملين أن ينتهي هذا الشيء حتى يستطيعوا العودة إلى منازلهم |
Şuraya bakıp kendilerini görmeyi umuyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينظرون هنا بالأعلى، آملين أن يروا أنفسهم. |
Böylece ölçüm yapmamız kolaylaşır. umuyoruz bu sorunu çözmemiz için biraz yardımcı olabilecek. | TED | وسنتمكن من قياس كل ذلك، آملين أن يساعدنا هذا في حل المشكلة. |
Burada oturmuş birinin donmuş bir kadının kafasına itiraf kaydetmiş olmasını umuyoruz. | Open Subtitles | يجلس جميعنا ساكناً آملين أنّ أحداً قام بتسجيل إعتراف في رأس سيدة مُجمّد. |
Ve yakut kaçakçımızın bu rekabeti kaçırmaması için şova uğramasını umacağız. | Open Subtitles | آملين بأن سارق الياقوتة الذي نبحثُ عنه لن يستطيع مقاومة القدوم لتفقد المنافسة |
Bir şey yapmadan halledebileceklerini umacağız ancak. | Open Subtitles | علينا التقيّد بالمهمّة آملين أن يقدروا على تدبر أمرهم. |
umarım herkes bir süreliğine de olsa buradaki konulardan konuşmayı keser. | Open Subtitles | آملين أن يتوقف الجميع عن الحديث بشأن ذاك الموضوع |
Ve umut onlardan biri Büyük göt sonsobitches Elimizden geldiğince sert ısırıyor, Bu yüzden deliğinden kıçını çıkarabiliriz. | Open Subtitles | آملين أن تعضنا تلك الاسماك اللعينة بشدة لنستطيع سحبها للاعلى من تلك الحفرة. |
Onu bulup yuvamızı yeniden inşa etmek umuduyla her yıldızı, gezegeni araştırmak üzere galaksinin dört bir yanına dağıldık. | Open Subtitles | نحن مشتتين عبر الكون آملين في العثور عليه واعادة بناء بيتنا نبحث عنه فى كل نجمة ، كل عالم |