Ben de bunu bir gün düğününde takman umuduyla sakladım. | Open Subtitles | لذا احتفظت به آملًا أن ترتديه ذات يوم في يوم زفافك. |
Bu yüzden zamanda geriye gidip, zaman çizgisinin düzelmesi umuduyla olayların olması gerektiği gibi yaşanmasına izin verdim ama... | Open Subtitles | لذا... قررت العودة في الزمن مجددًا وترك الأمور تحدث كما يفترض أن تكون، آملًا أن... |
Tek bildiğim şey bu değil. Buraya Sofya'yı kurtarmak umuduyla geldin. | Open Subtitles | هذا ليس كل ما أعلمه، جئت إلى هنا آملًا إنقاذ (صوفيا). |
Bizimle Dahlia'nın bazı sırlarını paylaşman umuduyla gelmeni rica ettim. | Open Subtitles | دعوتك آملًا أن تشاركينا بعض أسرار (داليا). |