- O zamanlar kereste işi için buradaydın. Her şeyi biliyorum ben. | Open Subtitles | أجوشي، أنت كنت هنا آنذاك من أجل الأخشاب أنا أعرف كلّ شيء |
"O zamanlar küçük bir çocuk olmama rağmen Nazilerin nasıl insanlar olduklarını anlamıştım." | Open Subtitles | رغم أننى كنت ولداً صغيراً آنذاك إلا أنى فهمت ماذا كان النازيين ؟ |
Temin ederim ki o zamanlar orada Walmart ya da bakkallar yoktu bu yüzden ciddi manada bir taşra hayatı biçimi yaşanıyordu. | TED | وصدقوني، لم يكن هناك وول مارت أو المتاجر آنذاك. لذلك كان حقا نموذج العيش الريفي. |
Son vakitlerde, kendime sorup duruyordum Eskiden ruhumu besleyen şey neydi diye. | Open Subtitles | مؤخراً، كنت أسأل نفسي ما الذي كان يغذي روحي آنذاك. |
Sonra biz bunu unuttuk, ancak bir süre Sonra Mücahitler bu ülkede, yani Amerika'da ünlendiler. | TED | وقد نسينا ذلك اليوم، لكن بالعودة إلى ذلك الوقت آنذاك فقد احتفل بالمجاهدين في ذلك البلد، في أمريكا. |
o zaman, büyük kılıçlı ve balık-gözlü bir adam gördün mü? | Open Subtitles | آنذاك ماذا عن هذا الرج بهذا السيف الملفوف الضخم وعيون سمك؟ |
Ve şükürler olsun ki o zamanlar çok genç, asi ve muhaliftik. | TED | والشكر لله أننا كنا يافعين جدا وثوريين ومناقضين آنذاك. |
çünkü o zamanlar her şey rekabet ve saldırganlıkla ilgiliydi, yani bu pek de mantıklı gelmiyordu. Önemli olan şey kazanıp kaybetmek. | TED | لأنه آنذاك كان كل شيء يتعلق بالتنافس والعدوانية، ولم يكن ذلك من المنطقي. الأمر الوحيد الذي يهم هو إما أن تفوز أو تخسر. |
O zamanlar her iki ülkede çok gençti ve geleceğe umutla bakıyorlardı. | TED | كلاهما كانا بلدين فتيين آنذاك و مليئين بالأمل للمستقبل |
Kendimi romantik aşk bilgisiyle donatınca, bir daha o zamanlar olduğum kadar berbat ve yalnız hissetmeyeceğimi umdum. | TED | تمنيت لو كنت مسلّحة بمعرفة الحب الرومانسي، لما شعرت أبدا بالوحدة كما حدث معي آنذاك. |
O zamanlar çok yalnızdım tahmin edebileceğinden çok daha fazla. | Open Subtitles | كنت آنذاك غارقة في الوحدة بشكل أكبر بكثير مما يمكنك تخيله |
1845'de yazılmış. Belki insanlar o zamanlar daha kolay korkuyordu. | Open Subtitles | إن كانت كُتبت في 1845، فربما الناس كانت تسهل إخافتهم آنذاك |
- Eskiden oraya park ederdik. | Open Subtitles | ذلك المكان الذي كنا نركن فيه سياراتنا آنذاك. |
Eskiden babam bana zorla izletirdi, o zaman hiç sevmezdim. | Open Subtitles | اعتاد أبي أن يجعلني أُشاهده وكُنت أكرهه آنذاك ولكنّي الآن أعتقد أنّه مُضحك نوعًا ما |
Sonra inançlarını kaybeden çocuklar gibi oldular. | Open Subtitles | آنذاك أصبح القوم كالأطفال الذين فقدوا إيمانهم |
o zaman da şimdi olduğu gibi cesaret, bağlılık ve vatanseverliğinize hayrandım. | Open Subtitles | وما زلت أشعر بالدهشة الآن كما شعرت آنذاك.. من شجاعتهم وإخلاصهم ووطنيتهم |
Bu, o zamanki bilinen dünya için oldukça etkileyici görünüyor. | Open Subtitles | تبدو جميعها رائعة للعالم المعروف في آنذاك |
Ya da belki de sana daha önce attığım mesajı O sırada aldın. | Open Subtitles | أو ربما أرسلتُ لك رسالة نصية في وقتٍ سابق و قد استرجعتها أنت آنذاك |
Bebek sahibi olmayı kabul ettiğimi biliyorum ama o anda sevişmeyi öneriyordun. | Open Subtitles | أعلم أنني وافقت على إنجاب طفل لكنك كنت تعرضين عليّ الجنس آنذاك |
Bunlardan sekizi o gün görev için dışarıda olduğu için halen hayatta. | Open Subtitles | ثمانية منهم كانوا بعيدين عن المقر الرئيسي آنذاك. |
Benim şimdi size göstereceğim şey, geçmişe baktığımızda, şu anda O zamana göre daha ilgi çekici ve daha çok kabul görüyor. | TED | لهذا ما سأريكم إياه، في وقت لاحق، كان جد مثير للاهتمام وجد مقبول عما كان عليه الحال آنذاك. |
dedi. Bence bu o zamanlarda insanların animasyonun nasıl olması gerektiği hakkındaki fikirlerine harika bir örnek. | TED | وفكرت في أن ذلك قد لخص بشكل مثالي ما اعتقد الجميع أن الرسوم المتحركة يجب أن تكون عليه آنذاك. |
Delice geldiğinin farkındayım ama O zamandan beri onun ağladığını duyuyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه يبدو أمراً جنونياً. ولكن منذ آنذاك وأنا أسمع بكائها. |
Evet. O günlerde çok meşhurdular. | Open Subtitles | أجل، كانوا مشهورين جداً آنذاك. |
Oysa O dönemde duyulmamış bir şeydi Venom, ilk çıktıklarında çok korkutucuydular. | Open Subtitles | لكنه كان مختلفا آنذاك. كان هذا لم يسبق له مثيل. هذا القرف ومزعجة ومخيفة حقا عندما ظهرت. |