İçeriye girmeden önce, bil ki sadece işimi yapıyorum tamam mı? | Open Subtitles | قبل أن ندخل هناك، تعلم بأني أؤدي عملي وحسب، أليس كذلك؟ |
Bu size komik geliyor olabilir, ama ben işimi yapıyorum. | Open Subtitles | قـد يكـون هـذا مجـرد مـزحـة بالنسبـة لكـم ولكننـي أؤدي عملـي |
Askerliğimi Roma da yapıyorum. | Open Subtitles | أنا مضطر لأن أؤدي الخدمة العسكرية في روما .. |
Ben araştırmamı yapacağım, sen de Bob ile gezip tozacaksınız. Güzel işte. | Open Subtitles | أننا أؤدي بحثي وأنت وبوب يمكنكما الخروج، انه جميل بالخارج |
Metroyla sabah işe giden bir adamın taklidini yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أؤدي إنطباعا عن رجل ذاهب للعمل بالمترو |
Ve bu nedenle Tanrının bana verdiği görevi yerine getirmeliyim. | Open Subtitles | و لذلك يجب أن أؤدي مهمتي التي أوكلها إلى ربي |
Böyle davalardan nefret ederim. Sana bir iyilik yapıyordum. | Open Subtitles | إنني أكره تلك القضايا وكنت أؤدي لك معروفاً. |
Son 30 yıldır kutsal ayin yapıyorum. | Open Subtitles | وعلى مدار ثلاثون عاماً كنت أؤدي أنا الطقوس الدينية |
Son 30 yıldır ben kutsal ayin yapıyorum. | Open Subtitles | على مدار ثلاثون عاماً كنت أؤدي أنا الطقوس الدينية |
Bir hidrolojistim, emekli oldum, ama hala danışmanlık yapıyorum. | Open Subtitles | فأنا عالم خبير في الموارد المائية ومتقاعد لكني مازالت أؤدي بعض الأعمال الاستشارية |
İyi işti asker. İşimi yapıyorum efendim. | Open Subtitles | عمل جيد أيها الجندي أنا فقط أؤدي واجبي ,سيدي |
Motive edici jonglörlük performansı bile yapıyorum arada. | Open Subtitles | في الواقع أنا أؤدي نمط للتلاعُب بتحريك الكُرات |
43 kat. Şansıma kardiyo yapıyorum. | Open Subtitles | ، ثلاثة وأربعون طابقاً . من حسن الحظ بأنني أؤدي تماريني |
Sabah erkenden kalkıp... her pazartesi, salı, çarşamba, perşembe ve cuma günü... gösteri yapacağım, provasıdır, yazı işleridir... | Open Subtitles | أنهض مبكراً في الصباح كلّ يوم الإثنين، الثّلاثاء الأربعاء، الخميس، الجمعة أؤدي عروض وأتدرب وأكتب |
Ayrıca, kendi işimi buradan yapmak daha kolay. Tabi,hangi işmiş bu? | Open Subtitles | كما أنّه من الأيسر عليّ أن أؤدي دوري من هنا |
Birlikte zaman geçirebileceğim kişisel bir arkadaşım yoktu. ama benden bana verilen görevleri yerine getirmem bekleniyordu. | TED | لم يكن لدي العديد من الاصدقاء الشخصيين لقضاء الوقت معهم، ولكن كان متوقع مني ان أؤدي هذه الواجبات المنصوص عليها. |
Sadece işimi yapıyordum. Teşekkür etmenize gerek yok, bayan. | Open Subtitles | إني أؤدي عملي فحسب، لا داعي للشكر يا آنستي. |
Ben, kompleks ve çok boyutlu, kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum. | TED | كنت أريد أن أؤدي أدواراً لأشخاص معقدين ومتعددي الأبعاد، أشخاص وجدوا في مركز حياتهم هم، |
Gerçek bir bilim adamı gibi işimi iyi yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا عالم وقور أحاول بحيرة ان أؤدي واجبي قدر المستطاع |
Ne yapayım? Paranı geri veririm. | Open Subtitles | ماذا تريدني أن أفعل فأنا أؤدي عملي هل تريدني أن أعيد لك أموالك ؟ |
O nedenle her zamanki ev sunumunu yapıyormuş gibi yapmam lazım. | Open Subtitles | حسناً ، أنا متوترة ، لذا أحتاج أن أؤدي هذا عبر عرض المنزل عليك |
Bak, sen kendi işini yaparken, ben de benimkini yapıyor olacağım. | Open Subtitles | اسمعي, ستكونين تؤدّين ما تبرعين فيه وأنا أؤدي ما أبرع فيه. |
- Bak kanka, işimi yapmayı bilmediğin sürece neden biraz sakinleşip işimi yapmama izin vermiyorsun? | Open Subtitles | أنظر أيها الصديق إلا إذا كنتَ تعرف عملي لماذا لا تسترخي و تتركني أؤدي عملي؟ |
Kaldırmam ben. Kaldırırmış gibi yaparım. Öyle bir hava veriyorum ben. | Open Subtitles | أنا لا أضغط، أنا أؤدي التمارين شديدة الإجهاد أنا صلب تماماً |
Her gün ileri geri mekik dokuyordum. Geceleri ev ödevini yapardım. | Open Subtitles | ذهاباً وإيابا كل يوم أؤدي واجباتك كل ليلة |
Replik kartlarını okumam yerine müstehcen oyunumu oynamamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدنني أن أؤدي عرضي الهزلي القذر بدلا من قراءة بطاقات التلقين |