Benim tek hayalimi, sizin 13'ünüzün hayaline ulaşma ihtimali ile takas ediyorum. | Open Subtitles | أنا أبادل حلمي من أجل أن فرصة ان كل الـ13 منكم يجد حلمه |
Evet ama o ikisini açık tribünden üç taneyle takas edebilirim. | Open Subtitles | أجل, و لكن يمكنني أن أبادل هاتين التذكرتين بثلاثة في الدرجة العلوية ماذا؟ |
Ne yani, bir cami dolusu tutuklanacak adamla çizgi roman ve piknik fotoğrafını takas mı edeyim? | Open Subtitles | إذن، ما الذي تريدني فعله؟ أن أبادل قضيّة المسجد المملوء بمجرمين محتملين مقابل كتاب مصوّر و صورة ألتقطت أثناء نزهة؟ |
Şöyle derdi: "Hayır dostum, yer değiştirmek istemem. Beyaz kalmak istiyorum. | Open Subtitles | سيقول كلا لن أبادل سأركب هذه الأزمة البيضاء |
Memeleri başka bir şeyle değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | كنت آمل أن أبادل الصدر بشيء آخر |
Düşündüğünüzde, çılgınca bir fikir gibi gelebilir, hatta birkaç yıl öncesine kadar, gerçek ismini bilmediğim tamamen yabancı biriyle herhangi bir para değiş tokuşu olmadan eşyalarımı takas edeceğim fikri. | TED | عندما تفكر في ذلك، ربما بدت مثل فكرة مجنونة، حتى سنوات قليلة مضت ، أن أبادل أشيائي مع شخص غريب اسمه الحقيقي لم أكن أعرفه ودون أي تبادل للمال. |
Aile hiçbir şeyle takas edilmez. | Open Subtitles | لا أبادل العائلة بأي شيء. |
Bu kadının hayatını kaptanınız Rip Hunter'ın hayatıyla takas etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبادل حياة هذه المرأة مقابل قائدكم، (ريب هانتر) |
Ihab bin Rashid'le görüşmem lazım. Kızımın hayatıyla kendi hayatımı takas edeceğim. | Open Subtitles | أحتاج التواصل مع (إيهاب بن رشيد) سوف أبادل حياتي نظير حياتها |
Tazılarımı da küçük kanişlerle değiştirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | عليّ أن أبادل كلاب "الهوند" الحبيبة إليّ بكلاب "البودلز" |
Ben hediyemi değiştirmek istiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، أريد أن أبادل هبتي |
Benim başarısızlığımı senin merhametinle değiştirmek için neler vermezdim. | Open Subtitles | لوددت أن أبادل فشلي برحمتك. |