"أباها" - Traduction Arabe en Turc

• babası
• babasının
• babasını
• babasına
• babasıyla
• Babasından
• babasısın

Eğer bütün icatların anası ihtiyaçsa, burada absürtlük de babası.
وإذا كانت الحاجة هي أم الاختراع، هنا، السخافة هي أباها.

Gerçek babası aşağılığın teki olan... sorunlu bir üvey kızım var.
لدي ابنة زوجة حياتها مدمرة لأن أباها الحقيقي وغد مقاس ملكي

babası bir ölüm hücresine atıldığında küçük kızı babası hakkında ne düşünecek?
ما الذي ستظنه إبنتك عن أباها عندما تراه يواجه حكماً بالإعدام ؟

Hayır öyle değildi. babasının onu canlı olarak istediğinden eminim.
كلا ، ليست كذلك أنا متأكد أن أباها يريدها حية

Ama birden bunu düşünmek bile beni rahatsız etti arka koltukta çanta ve babasının imzaladığı başvuruyu hatırlayınca.
و لكن أحسست بإحساس سئ عندما ظللت أفكر فيهم و الحقيبة التى خلفى و التى فيها توقيع أباها و ماذا كان يعنى ذلك التوقيع

50 yıldır, yapmayı hiç istemediği babasını öldüren bu işi yapıyor.
خمسون سنة في عملٍ لم ترده قط عمل بسببه قُتل أباها

Kurdun kemiklerini kırmış ve babasına her şeyi anlatmış.
وأبرحت ذلك الذئب ضرباً وأخبرت أباها بالأمر.

babası ona, balıkların suda ileri gidebilmeleri için, kuyruklarını hızla salladıklarını söyledi.
أباها شرح لها ، بأن السمك يسبح بهز أذياله بسرعة ليدفع نفسه عبر الماء.

babası savaşda, annesi geçen sene öldü.
أباها قتل في الحرب أمها ماتت السنة الماضية

Sanırım babası ona arabayla çarpınca acıma duygusuna kapıldı.
أعتقد أنها أحست بالأسف له لأن أباها صدمه بالسيارة.

babası mafyada olan bir kızla mı çıkmamı istiyorsun?
تريدين أن أخرج مع فتاة أباها عضو فى عصابة؟

Kızımızı bulsan iyi olacak. Yoksa babası burada cehennemi kaldırır!
يجب أن نجد الفتاة حتى لا يثير أباها مشكلة

O doktor en az iki kere babası olacak kadar yaşlı.
هو كبير مايكفي لأَنْ يَكُونَ أباها مرتين

babasının onayladığını söyle, ama fazla baskı yapma.
قولي لها أن أباها موافق ولكن لا تضغطي عليها كثيرا

babasının 20 milyonu var diye Elizabeth'e karşı mısın?
أنت لا تعترض على اليزابيث لأن أباها يمتلك 20 مليون دولار؟

George'la tanıştıktan sonra üzerine kusuldu aile kulübesi yandı babasının eşcinsel olduğunu öğrendi ve dolgun maaşlı işinden oldu.
منذ أن قابلته، وقد تُقيأ عليها، إحترق كوخ عائلتها، علمت أن أباها شاذ جنسياً، وفُصلت من وظيفة مجزية

babasının dondurma fabrikasında büroda çalışıyor.
لنقل أنها تعمل في عربة أباها لبيع البوظه

babasını bulmak istiyor, ...babasını bulmak, bunun erkeklerle hiçbir alakası yok.
أنها تريد أن تجد أباها إيجاد أباها لا دخل له بالأولاد

İşte o sıralar sizi ilk kez gördü. babasını evine geri getirebilecek adamı.
وعندما رأتك لأول مرة, قالت هذا الرجل الذيّ سيعيد أباها إلى أرض الوطن

babasını tekrar göreceğini söyleyerek bunu ona sen yaptırdın.
لقد حصلت عليها بوعدك لها برؤية أباها مجددا

Bir kız babasına itaat etmeli.
مكتوب علي الابنة أن تطيع أباها

Charlotte basın konferansından hemen önce Amanda'nın babasıyla ilgili gerçeği bildiğini söylemiştin.
شارلوت فقط قبل المؤتمر الصحافي اخبرتني أن أماندا تعلم الحقيقة عن أباها

Babasından o mailleri almaya başladığından beri hayatı allak bullak olmuş durumda.
الحياة تبدو صعبة عليها منذ بدأت تحصل على هذه الرسائل من أباها

Anlayacak.Ne yapmış olursan ol bunu kabul edecek çünkü sen onun babasısın.
هي ستفهم مهما أنت فعلت هي ستقبل الامر لأنك أباها