Sizi diğerlerinden daha iyi kılan yetenekleriniz için asla özür dilemeyin. | Open Subtitles | لا تعتذروا أبداً على القدرات التي تجعلكم أفضل من الناس الآخرين |
..bozulan bir arkadaşlığı düzeltmek için asla geç kalmamazsınız. | Open Subtitles | لا يفوت الأوان أبداً على إصلاح صداقة مقطوعة |
Kendin için yada başkası için asla dik durmuyorsun. | Open Subtitles | أنت لم تعتمد أبداً على نفسك أو بأحداً آخر |
Bu kutsal yolculuk olmasaydı, bu figürlerin çoğunun hiçbir zaman tanışma şansı olmazdı. | TED | لولا رحلة الحج تلك، لما حظت تلك الشخصيات أبداً على فرصة للتعارف والحديث. |
Japonlar çok dirençliydi ve hiçbir zaman pes etmiyorlardı. | Open Subtitles | اليابانيين مقاتلين شديدى البأس و ما كانوا يقدمون أبداً على الأستسلام |
Öldürme ihtiyacın için asla kendini suçlamamalısın. | Open Subtitles | لا يجب أن تلومَ نفسكَ أبداً على حاجتكَ للقتل |
Uçağı olan biri için asla üzülme. | Open Subtitles | لا تشفق أبداً على رجل يمتلك طائرة |
Seni seviyorum ve sana dışarı çıkman için asla baskı yapmadım. | Open Subtitles | أحبكِ ولم أجبرك أبداً على القدوم |
Bunu yaptığım için asla üzülmem! | Open Subtitles | لن أكون آسفاً أبداً على تعليمك القراءة |
Bir zorbaya karşı durmak için asla çok yaşlı değilsinizdir. | Open Subtitles | لا تكون كبيراً أبداً على مكافحة البلطجة |
Başlamak için asla geç değil Prenses | Open Subtitles | -الأوان لا يفوت أبداً على البدء مرحباً يا سموّ الأميرة |
Sana söylüyorum Karen. Seni bunun için asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أقول لك يا (كارين) لن أسامحك أبداً على هذا |
Nazik bir jest yapmak için asla çok geç değil ha, Charles? | Open Subtitles | لا يفوت الآوان أبداً على فعل الخير، أليس كذلك (تشارلز)؟ |
Seni bunun için asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسامحك أبداً على هذا |
Kaçmak için asla geç değildir. Buflar buna inanır. | Open Subtitles | لا يتأخر الوقت أبداً على الهرب هذا هو شعار (البوف) |
Seni bunun için asla affetmeyeceğim Peter. | Open Subtitles | لن أسامحك أبداً على هذا (بيتر) |
hiçbir zaman bu tarz kötü insanları içermedi. | Open Subtitles | لا ينطوى أبداً على هذا النوع من حثالة المجتمع. |
hiçbir zaman bir uçağa bir kadınla geç kalma. | Open Subtitles | أرأيت؟ لا تتأخر أبداً على طائرة وأنت بصحبة فتاة |
Bak Wilma, hiçbir zaman iş bulamayacak ve sonsuza kadar bize yapışıp kalacak diye üzülüyordun. | Open Subtitles | أرأيتي يا ويلما ، كنتي قلقة انه لن يعثر أبداً على وظيفة وسنلتصق معه إلى الأبد |