Kâbus gördüm ve seni çağırdım. | Open Subtitles | لقد أبصرت كابوسا وصرخت. و لم أجدك بجانبي. |
Dehşet dolu biran için kendimi onun gözleriyle gördüm. | Open Subtitles | في لحظة فظيعة كنت قد أبصرت نفسي من خلال أعينه |
Görmek kötü anlamında değil bu. Birçok şey gördüm. | Open Subtitles | هذا لا يعني ان الإبصار كان أمرا شديد السوء لقد أبصرت أمور كثيرة |
Gözlerin açıldığı an, başka çıkış olmayacağını gördün. | Open Subtitles | بمجرد أنك أبصرت الأمور , لم تعد هناك عواقب أخرى |
Ve sen arkadaşım sen bütün maskelerimin ardını gördün. | Open Subtitles | ...وأنت، يا صديقي لقد أبصرت من خلال .كل أقنعتي |
Siyah deveyi gördüm. | Open Subtitles | لابد أنّهم هربوا، لقد أبصرت الجمل الأسود |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama ışığınızı gördüm ve kayboldum. | Open Subtitles | أعتذر عن إزعاجك، لكنّي أبصرت ضوءك وإنّي تائهة. |
Ölmeden önce bir anlığına gözlerinde Tanrı'nın ışığını gördüm. | Open Subtitles | اللحظات التي سبقت وفاتها أبصرت نور الاله في عينيها |
Avantajı tarafımıza almak için bir şans gördüm ve bu şansı kullandım. | Open Subtitles | أبصرت فرصة سانحة باغتام الأفضليّة واغتنمتها. |
Bir adamın başka bir adama yaklaştığını gördüm. | Open Subtitles | أبصرت رجل يتجّه نحوه رجل آخر |
Bir süre sonra dumanı gördüm. | Open Subtitles | وبعد بُرهةٍ، أبصرت دخاناً |
Teşekkür ederim. Onu gördüm. | Open Subtitles | اشكركِ فقد أبصرت ذلك |
Ama ben onun içini gördüm. | Open Subtitles | أما أنا أبصرت مكنوناته |
Kuşu gördüm. Kargom yanımda. | Open Subtitles | لقد أبصرت (الطير)ِ، شحنتي معي |
Sen de rüya gördün mü? | Open Subtitles | هل أبصرت الحلم ذاته؟ |
Bu "ne gördün?" demek. | Open Subtitles | جيّد. ذلك يعني، "ماذا أبصرت"؟ |