Ama 12.5 milyonu istemiyorum. Anlaştığımız gibi yedi istiyorum. | Open Subtitles | لكن لا أريد الـ12 مليون ونصف أبغي الـ7 التي اتفقنا عليها مقدماً |
Sırlarınız umurumda değil, sadece gitmek istiyorum. | Open Subtitles | تعلمين أنّي لا آبه لأسراركم، إنّما أبغي الرحيل |
Her gün, her saniye söylediklerimi geri almak istiyorum ben. | Open Subtitles | فيما لا أبغي في كلّ لحظةٍ من كلّ يوم إلّا أن أتراجع عنه؟ |
Beni bulmaya çalışma. Bulunmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا تحاولي إقتفاء أثري لا أبغي أن يُعثر عليّ |
Bunu her ne kadar yapmak istesem de, annemi de mutlu etmek istiyorum. | Open Subtitles | بقدر ما أود فعل ذلك إلا أني أبغي سعادة أمي |
Ölümüm senin ellerinden olmadan önce insan olarak yaptığım son şey olduğunu bilerek bir insanın yapabileceği en muhteşem seksi yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | وبما أنه آخر فعل لي كإنسانة، أبغي أروع جنس يمكن لإنسان أن يمارسه قبل أن أمنح نفسي لك... |
Sana zarar vermeyeceğim. İyileşmeni istiyorum yalnızca. | Open Subtitles | لن أؤذيكِ، لا أبغي إلاّ أن تتعافي |
Riske gireceğim. - Kızım için en iyisini istiyorum. | Open Subtitles | سأقبل بالمخاطر أبغي الأفضل لابنتي |
# Sadece biraz eğlenmek istiyorum # | Open Subtitles | أنا فقط أبغي بعض المتعة |
# Sadece biraz eğlenmek istiyorum # | Open Subtitles | أنا فقط أبغي بعض المتعة |
Yorgunum, eve gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا متعب، أبغي العودة للمنزل |
Kimse kıpırdamasın. Eloise ile konuşmak istiyorum sadece. | Open Subtitles | لا يتحرّكن أحد، لا أبغي إلاّ مخاطبة (إلويز) |
En iyiyi istiyorum ve sorduğum herkes en iyinin House olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأنا أبغي الأفضل وقد أخبرني جميع مَن سألتهم أنّه (هاوس) |
En iyiyi istiyorum ve sorduğum herkes en iyinin House olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأنا أبغي الأفضل وقد أخبرني جميع مَن سألتهم أنّه (هاوس) |
Henüz hayattayken onunla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أبغي التحدث معه طالما حيًا |
Buraya gelip masa tutup beni kötü göstermeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا أبغي أن تأتي هنا وتسيء سمعتي في البلياردو |
Ben de karıma ve oğluma dönmekten başka bir şey istemiyorum. | Open Subtitles | -أتفهّم ذلك، لا أبغي إلاّ العودة لزوجتي وابني |
O'nunla birlikte olmak istemem demek istemiyorum, ama sanırım bu bir sosisi koca bir koridorda sallamaya benzer. | Open Subtitles | لا أقول أنّي لا أبغي التمكّن منها، لكن يعتريني إحساس أنه سيكون مثل إلقاء نقانق في رواق! |
Sizi bilmem ama, ben Vince'i göbeğinde bağlanmış... ipek bir tişörtle Queens'te dolandığını görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أدري بشأنكم، لكن لا أبغي رؤية (فينس) يتجول في (كوينز) بقميص من الحرير معقود عند السرة |
- Reklam çekmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أبغي القيام بإشهار |