Şerif'in askerlerini buradan göndermesini sağlayarak iyi iş çıkardın! | Open Subtitles | أبليت حسناً إقناعك العمدة التخلي عن قواته |
Hele sahte deri ceketler için hiç değil. - Sen iyi iş çıkardın ama. | Open Subtitles | ولا سترات الجلد المزيّفة لقد أبليت حسناً |
Orada iyi iş çıkardın, çaylak. | Open Subtitles | لقد أبليت حسناً أيّتها الجندية المبتدئة. |
Aferin. Zor kısmı bitti. | Open Subtitles | لقد أبليت حسناً أنتهى الجزء الصعب |
- Selam. - Bugün iyiydin, Yankee. | Open Subtitles | ــ مرحباً ــ لقد أبليت حسناً أيها الشمالي |
Öyle görünmüyor olabilir biliyorum ama bu akşam çok iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | أعلم أن ربّما ما حدث لم يروقك، لكنّكَ أبليت حسناً الليلة. |
İyi iş çıkardın evlat. Diğerlerinin yapamadığını yaptın. | Open Subtitles | لقد أبليت حسناً يا بنيّ لقد فعلت ما فشل الآخرون في فعله |
Hizmet ettiğin insanlar iyi iş başardığını düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد الشعب الذي خدمته بأنك أبليت حسناً |
- Yüzün gülsün, kötü çocuk. İyi iş çıkardın. | Open Subtitles | ابتسم أيها الشقي، فقد أبليت حسناً |
Biraz ürkektin, ama iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | كنت ترتعش قليلاً، لكنك أبليت حسناً |
Bu akşam iyi iş çıkardın, evlat. Payın burda. | Open Subtitles | أبليت حسناً الليلة ها هي مكافأتك |
İyi iş çıkardığını düşünüyor Öyleydin de | Open Subtitles | يعتقد أنك أبليت حسناً. لقد فعلت. |
Bunun için üzgünüm. - İyi iş çıkardın doktor. | Open Subtitles | معذرة بشأن ذلك - دكتور , لقد أبليت حسناً - |
Bebeğim, bugün iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | مرحباً يا عزيزي، لقد أبليت حسناً اليوم. |
Aferin. Aferin sana, aşkım. | Open Subtitles | جيد ، لقد أبليت حسناً ، حبيبي |
Çok iyiydin ve çok mutlu görünüyordun. | Open Subtitles | رأيتك الليلة أبليت حسناً بدوت سعيداً |