Ona ben bakarken oğlu yaralandığı için bok gibi hissettiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبرها أنني أشعر بمنتهي السوء لأن أبنها جرح و انا أراقبه |
oğlu olmadan, bu kötü dünyada hepten yalnız kalacak. | Open Subtitles | بدون أبنها ستكون وحيدة في هذا العالم الحزين |
Çocuğun annesi hayattaki tek oğlunu kurtaran bu Yahudi'ye, defalarca teşekkür etti. | Open Subtitles | وكانت أم الصبى ممتنة جداً لذلك الصبى اليهودى الذى أنقذ أبنها الوحيد |
Ama o, oğlunu tahta oturtmak isterse ben de benimkinin oturmasını isterim. | Open Subtitles | ولكن أن أرادت أن يجلس أبنها على العرش بدلا من أولادى فأنا أود أولادى بدلا منها. |
Sana neler olacağını söyleyeyim: o kadından sıkıIıp bir kenara atacaksın, o da oğlunun bir daha bu eve yaklaşmasına izin vermeyecek. | Open Subtitles | ستمل منها وتتركها ولن تدع قدم أبنها يطأ هذا المنزل ثانية |
Ama eşimin, üvey oğlunun cesedini görmek isteyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | ولكن كما رأيت,أنا أعرف أن زوجتي أرادت أن ترى جثة زوج أبنها الراحل |
- çocuğu o duruma düşürür. - Annesi istemiyor. | Open Subtitles | تضعُ أبنها هُناك بهذا شكل أنها لا تريدُ ذلك |
Yaşlı bir kadın nasıl burada kilitli bir şekilde oğluna bakabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن أن تأخذ امرأة عجوز تأمين رعاية أبنها هُنّا ؟ |
- Yargıç, garsonun hem kocası hem de oğluyla yattığını ve hamile kalmaya çalıştığını öğreniyor. | Open Subtitles | القاضية تكتشف أن النادلة تمارس الجنس مع زوجها و أبنها هذا دافع للقتل |
Bu- bu düğün, eğer annem bunu anlarsa kesinlikle mahvolur oğlu ve üvey kızı onun arkasından şamata yaparken. | Open Subtitles | هذه الزيجة سوف تلغى لو أمي أكتشفت أن أبنها و أبنة زوجها يمارسان علاقة من دون علمها |
Beverly, Noel'de oğlu gelene kadar emailini kontrol etmez. | Open Subtitles | بيفرلي حتى لا تتحقق من بريدها الإلكتروني حتى يقوم أبنها بزيارتها في عيد الميلاد |
Çünkü Claire Bennigan'a göre... bütün gün onun evindeymiş, oğlu ile oynamış. | Open Subtitles | لأنه بالنسبة الى كلير بينيجان كانت عندها فى منزلها طوال اليوم تلعب مع أبنها |
Ama Jessica'nın neden öldürüldüğünü biliyorum, şüpheli oğlu Ryan'ı öldürmek üzereyken odaya girdi. | Open Subtitles | و لكني أعلم بأن جيسيكا قد قتلت دخلت على المشتبه به بينما كان على وشك مهاجمة أبنها .. |
O bir dul, ve de göğüs kanseri... hem de tek oğlunu kaybetti. | Open Subtitles | أنها أرملة مريضة بسرطان الثدي و التي خسرت أبنها الوحيد |
Bebek doğunca kulübesinin yanındaki nehrin yanına indi ve oğlunu boğarak Şeytan'a sundu. | Open Subtitles | عندما ولدت الطفل ذهبت لأسفل النهر بجانب كوخها وعرضت أبنها على الشيطـان عن طريق أغراقه. |
Karısına geçen akşama kadar oğlunu fidye olarak getirmesini söyledim. | Open Subtitles | أعطيت عاهرته حتى ليلة أمس لتقديم أبنها كفدية |
oğlunun yaralandığını düşünüyorsa annesi sahaya giremez diye nerede yazıyor? | Open Subtitles | ذلك أن الأم لا تستطيع الدخول إلى الملعب إذا كانت تعتقد أنها أبنها مصاب ؟ |
Anneni, baş belası oğlunun derdini çekmekten kurtarıyorum. | Open Subtitles | لماذا قلتِ أنكِ جدتي ؟ أنا أنقذ امك من أجل ان لا تضطر أن تتحمّل أكثر من طاقتها مع أبنها المزعج مرة أخرى |
Muhtemelen son sekiz saati oğlunun kız arkadaşıyla evi temizleyerek geçirdikten sonra bitkin düşmüştür. | Open Subtitles | لابد إنها مرهقة بعد أن أمضت الساعات الثمانية الأخيرة في تنظيف المنزل مع حبيبة أبنها |
çocuğu toplarla oynasın diye onunla çocuğuyla beraber mi buluşacaktın? | Open Subtitles | ستقابلها هنا، مع أبنها ربما حتى يستطيع إبنها اللعب في حوض الكرة؟ |
Kordon kanı doğumda alınmayacak mı? - Ve sonra kurtarmak için oğluna verilecek. - Aynı şey, Nai. | Open Subtitles | وبعد ذلك ندخله في أبنها ليعيش,نفس الشيئ ناعومي,أدبيا وأخلاقيا |
Belki bizi oğluyla sorun yaşayan herhangi birine yönlendire bilir. | Open Subtitles | ولنرى إذا كانت تستطيع ان توجهنا نحو أى شخص كان لديه مشكله مع أبنها |
bir anneye oğlundan uzak kalabilme... gücünü o verdi. | Open Subtitles | انة من أعطي أمنا الصبر والقوّة لتحمل غياب أبنها |
Bu gece kendini öldürdü, doğmamış çocuğunu da yanında götürdü. | Open Subtitles | إنها قتلت نفسها الليلة و كذلك أبنها مات معها. |