Çünkü oğulları, kızımızla evlenecek. Dünürlerle tanışmak da az görülen bir şey değildir. | Open Subtitles | لأن أبنهم سوف يتزوج أبنتنا و ليس أجتماع غيرعادي لمقابلة الأنساب |
oğulları güzel bir kıza hastalık bulaştırdığında jürinin onları destekleyeceğini sanıyorlar. | Open Subtitles | هيئة المحلفين ستدعمهم وهم سعداء جدا لترك أبنهم يصيب بنت لطيفه بالمرض؟ القانون قال بأن لهم الحق ليعملو هذا |
oğulları hastanede ölüyor. Sanırım hakları var, değil mi? | Open Subtitles | أبنهم يموت على فراش المشفى أعتقد لديهم الحق ليعرفوا ، ألا تظن ذلك؟ |
Evet, biliyorum, psikolojiden nefret edersin, ama bu insanlar, oğullarını yeni kaybettiler. | Open Subtitles | أعلم أنك تكرهين علم النفس ولكن هؤلاء الناس فقدو أبنهم |
Oğullarının bağışıklık sistemi nakil için baskılanmış. | Open Subtitles | أن أبنهم جهاز مناعته متوقف في أستعداده للمتبرع |
Hiç kimseye bir şeyi açıklayacağım yok. Sadece, adamın ailesine oğullarıyla ilgili gerçeği söyleyeceğim. | Open Subtitles | لن أعلن عنها ، سأخبر عائلة الرجل الحقيقة عن أبنهم. |
Öyle, çünkü sana baktıklarında tek gördükleri oğulları. | Open Subtitles | لأنهم عندما ينظرون أليك كل ما يرونه هو أبنهم |
Fakat o evde oğulları Manny yüzünden karışıklık olacaktı. | Open Subtitles | لكنه أمر محير في ذلك البيت بسبب أبنهم (ماني) |
Aslına bakarsan, oğulları David burada staj yapıyor onu ararsam bu durumdan hiç memnun kalmayacak. | Open Subtitles | في الحقيقة، أبنهم (ديفيد) يتدرب هنا، وإذا أتصلت به، لن يكون سعيد. |
En büyük oğulları Theodore, kış ortasında kiliseye götürmek için çok narin olduğundan... burada vaftiz olmuştu. | Open Subtitles | أبنهم الأكبر,(ثيادور).. صغير جداً ليأخذوه لكنيسة فى هذا الجو البارد... لذا فقد عُمَد هنا. |
Rob, Liz ve oğulları. | Open Subtitles | (هذه (روب) و (ليز وهذا أبنهم |
oğulları, Adam. | Open Subtitles | (لو كان أبنهم ، (آدم |
Eğer bebeği doğurtarak oğullarını kurtaracaksan... | Open Subtitles | اذا كان يمكنك إنقاذ أبنهم عن طريق توليد طفلهم,أنا لا |
Ailesi bir televizyon programında fidyecilere, oğullarını öldürmemeleri için yalvarıyor. | Open Subtitles | الذي به والدي الفتى يستجدون مختطفي أبنهم على محطة التلفاز المحلية مباشرة |
Oğullarının bundan daha iyi olduklarını söylediler ve ben de inandım. | Open Subtitles | وقالوا لي بأن أبنهم كان أفضل من هذا ولقد صدقتهم يا والدي - لقد فعلت ذلك |
Fakat sürekli bakımla geçen yıllar, beni çevirmek için iki saatte bir uyanmak ve aslında Oğullarının kaybının kederiyle de birleşince anne ve babama çok zarar vermişti. | TED | لكن سنوات من الرعاية المتواصلة أن يستيقظا كل ساعتين ليقلباني من موضعي أضافة إلى حزنهم على فقدان أبنهم ، بدأ يأثر سلباً على أمي وأبي . |
Oğullarının eğitiminde suçluluk duyduklarından, Louise ona ders vermeye başlar. | Open Subtitles | شعور بالذنب بشأن تعليم أبنهم لويز) تحاول تدريسه خصوصياً) |
Ama eninde sonunda avare oğullarıyla irtibata geçmek, onu görmek istediler. | Open Subtitles | ولكن فى نهاية المطاف ، أرادو الأتصال مع أبنهم المتجول أنهم يريدون رؤيتة. |