"أبيضاً" - Traduction Arabe en Turc

    • Beyaz
        
    • beyazdı
        
    • beyazı
        
    • beyazmış
        
    • beyazladı
        
    Sonra bir gün plaja gitmeyi bıraktıktan bir kaç gün sonra cayır cayır Beyaz bir gündü. Open Subtitles فى يوم ما بعد أيام قليلة من توقفنا من الذهاب إلى الشاطئ العام كان يوم أبيضاً محترقاً
    Sıcak mavi bir gün değil ama sıcak Beyaz bir gündü. Open Subtitles ليس يوم أزرقاً محترقاً و لكنه كان أبيضاً محترقاً
    Buralarda Beyaz bir ceket giymek için bir hayli ahmak olmak lazım. Open Subtitles يجب أن تكون مغفّلاً لترتدي معطفاً أبيضاً هنا
    Bu herif sabah uyandığında, beyazdı ! Open Subtitles عندما استيقظ هذا الرجل صباحاً كان أبيضاً
    Eğer 70 yaşında yaşlı bir beyazı infaz edecek olsaydık halk bundan rahatsız olurdu. Open Subtitles الشعب لن يشعر بالأمان إن أعدمنا رجلاً أبيضاً بعمر السبعين. -أستجعلين من الأمر، موضوعاً عنصرياً؟
    Şimdi, caddeye Beyaz bir şerit çizdim. Open Subtitles الأن, لقد وضعت خطاً أبيضاً على الشارع هناك.
    Beyaz olsaydı, bu mahkemede olup, hayatı için savaşmazdı. Open Subtitles لو كان أبيضاً لما كان يقف في هذه المحكمة يقاتل لتستعيد حياتهُ
    Beyaz olsaydı ve onu tutsak alanlar İngiliz olsaydı, ona madalyalar ve unvanlar yağardı. Open Subtitles لو كان أبيضاً وكان مستعبدووه بريطانيين لما كان واقف هنا لأثقلوه بالأوسمة, ولأغرقناه بالإحترام
    Koşullara dayanamayıp kendine Beyaz bir ağabey bulmuşun. Open Subtitles لم تتحمل الوضع فوجدت شاباً أبيضاً يحميك.
    Beyaz, orta yaşlıydı sanırım. Open Subtitles لقد كان أبيضاً متوسط في العمر على ما أظن
    Beyaz altındandı. Zümrütlerle, elmaslarla ve küçük incilerle süslüydü. Open Subtitles لقد كان ذهباً أبيضاً بالزمرد والألماس واللآلئ الصغيرة
    30 yıl önce olsaydı, Beyaz olduğun için senden nefret ederdim. Open Subtitles ،منذ ثلاثين عاماً كنت لأكرهك لكونك أبيضاً
    Sanki hiç Beyaz insan görmemişsin gibi davranma. Open Subtitles كفّ عن التصرف و كأنها أول مرة ترى صبياً أبيضاً
    Siyah Beyaz gibidir. Open Subtitles لأن المنطق المجرّد يجب أن يكون أبيضاً وأسوداً، يجب أن يكون واضحاً جداً.
    Zavallı çocuğun başına en kötüsü geldi. Beyaz doğdu. Open Subtitles الطفل المسكين, لاقى كل النحس لقد خرج أبيضاً
    Bir kaç saniye sonra da yanından koşarak geçen Beyaz bir adam görmüş. Open Subtitles بعد ثوان قليلة، قالت أنّها شاهدت رجلاً أبيضاً يمرّ بجانبها.
    Sarah'nın iddiasına göre ise çocuk babası Andy gibi... Beyaz ve kıllı olacak. Open Subtitles و ساره تدّعي أن هذا الطفل سيخرُج أبيضاً و كثيف الشعر مِثلَ والدهِ آندي
    Bu herif sabah uyandığında, beyazdı! Open Subtitles عندما استيقظ هذا الرجل صباحاً كان أبيضاً
    Sebastian hava kadar beyazdı. Open Subtitles لقد كان " سيباستيان " أبيضاً مثل الطقس
    Tahime'in suçuydu ve oyunu oynayan her siyahı ya da beyazı kendi oyunuyla yenmek için oradaydı. Open Subtitles إنها مهمة (تاهيم) وكل شخص يلعب اللعبة، سواء كان أسوداً أم أبيضاً أن تهزمهم في لعبتهم
    Babasını pek bilmiyordu... ama beyazmış. Open Subtitles لمتعرفالكثيرعنأبيها... ماعدا كونه أبيضاً.
    Zamanla kürkleri beyazladı ve kamuflajları oldu. Open Subtitles و مع مرور الوقت أصبح فراؤها أبيضاً للتمويه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus